2 Haziran 2014 Pazartesi

Antalyalı Bloggerlar Buluştuk...

Merhabalar günler yine hızlı bir şekilde birbirini takip ederken bende bu hafta inanılmaz yoğun bir haftaya girdim.Haftasonu görümcemin kızının doğumgünü olacak şimdi aldı beni artık bir telaş...Geçtiğimiz haftasonu Antalya'da yaşayan blog yazarları toplantımızı çeşitli sponsorlarla gerçekleştirdik.Günlerce çalışan arkadaşlarıma sponsor bulmak için uğraşan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.Benim artık 35 tane yeni blog arkadaşım oldu...Bende kurabiyelerimle sponsordum...


                                                   Sponsorlarımız....




Etkinliğimiz Değirmenönü Kır Bahçesinde oldu...



                                             Zengin kahvaltısı ve tatları çok güzeldi...Teşekkürler Değirmen Önü Kır Bahçesi ve yeri ayarlayan ve indirim yeptıran Nermin Öner'e

                                                         orda yapılan kabak reçeli...Tadı inanılmaz satıldığını bildiğimden kavanozumu süsledimde gittim:)))) Benim kız çilek reçelinden başka yemezdi ama buna bayıldı...



                           

                                         Sponsorumuz Çankaya oraya kadar gelip bizlere Pakette tadı harika olan irmik helvasını getirdi...Teşekkürler.Yeri Muratpaşa Belediyesinin karşısındadır...
                                                                           

                                                    Helvalar hemen oracıkta yenildi ve çok beğenildi.

                                                              Etkinlikten kareler ben ve arkadaşlarım...



                                 
                                          Daha önceden tanıdığım arkadaşlarım vardı Bir kase lezzet( Ayşe Alkan) ve Bir Tutam Kekik(Ayşegül Atılgan) Bir Dilim Düş Evren Marti Demir... Etkinlik öncesi yer tespiti için görüşmeye giderken tanıştığımız.Nursevince Lezzetler den (Nursevin Sönmez) Nermin Öner ve Gülter Yasinci Özgür.hanımları da tanımıştım.Ama o gün nerdeyse yeni 28 arkadaş tanıdım...
                                              Çocukların masası ve benim kuzum...

                                                           Evet şimdi biraz biz...


                                             

Fotoğraf çekilmeye hazırlanırken..
                             
                                                 Selfie de yapıldı:)))



Zeyneple...
Evet şimdi en zor işler...Sponsor ürünlerin dağıtımı...Nursevin hanım sağolsun çok çalıştı...Teşekkürler onada...

                                          Ayşegül ve Nermin Hanımada teşekkürler...Bazı arkadaşlar araba bagajlarında ürünleri getirdiler,bizim için.Herkes bir uğraş ,emek verdi.




Çağla Turan Hanımada teşekkürler..
                                     
                                           Antalya'da Ayça Butik Pasta ve Kurabiye ...




Ve benim kurabiyelerle çocuklara verilen şekerler...Cand Fox a da teşekkürler.

ve sponsorlarımız 


                                                             Bakliyatlarla Çağlarsoy...

Selva ...

                       
                                                       Peynir çeşitleriyle Muratbey...

Ülker Ducros baharat ve çeşnileri...
     
                                                   


                                                     
                                                               Söke Un Pudingleri ve unları..

                                           
                                                       Çıtırzade kurabiyesi...


ve Adalı bize hediye ettikleri kolyeleriyle...

     
                                         ve Neşeli Tatlarım da Etkinlik bannerına sponsordu.
                                            Teşekkürler Tuba Özgüler Özçakmak

ve Bendeniz...
Arkadaşlarıma, emeği geçen bloggcanlara ve sponsorlara tekrar teşekkürler.

23 Mayıs 2014 Cuma

Antalya'da yaşayan blog toplantısı

Hep bende katılmak isterdim başka şehirlerde olan Blog etkinlikleriyım.ne gıpta ile bakardım.Ve nihayet ilkine kızımın okul işleri ile ilgili nedenden katılamamıştım.Ama şimdi aralarındayım...Ve Cumartesi toplanıyoruz...





16 Mayıs 2014 Cuma

Soma...Soma...İçimiz yangın yeri...





Beni bilirsniz sadece yemek tarifi vermem...Sosyal olan herşey benide ilgilendirir ve burda yazarım...Ben o gün çalışıyordum bütüngün kurabiye süsledim ve radyo açıktı ama tv deki raoyo yani yayın yapan bir dj yoktu.Eşim geldi daha akşam yemeğini bitirmemiştim onun yanında hazırladım hatta o gün ekşi maya ile ekmeğimi yaptım nasıl sevinçliydim hem ilk denememde harika bir ekmek yaptım diye hemde son yaptığım kurabiyeler çok güzel olmuştu elim iyice gelişti doğru bir tarif ve iyi puf noktaları ile artık istediğim gibi oluyorlardı...İlerleyen günlerde hepsini paylaşacağım...Ama şimdi YAS tayız...Herneyse yemeğimizi yedik ama hala tv açılmadı evde salona geçtik saat 9.30 olmuştu bir kanalda film vardı...dizim başladı dedim Kurt Seyit ve Şurayı açalım...Herzamanki gibi koltuğa uzandım sonra ilk reklamda elime telefonumu aldım.Ben bütüngün çalışınca instagrama bakamadım o gün bir yandanda bakayım dedim millet ne yapmış son paylaşımlar...pasta, kurabiye,yemek,çanta ayakkabı manzara.....bilirsiniz Ayşe Yamanı çok severim.Hatta hocam olur,bir resim paylaşmış bu kursun son çiçeği demişti...altınada biri yorum yapmış Soma dan haberiniz yok diye...Anlamadım...inanın ne demek istediğini yorum yapanın...sonra başka bir fotoğraf...ve yine benzer yorumlar ve bazı takip ettiğim kişilerin sayfalarında...

Bu resim var...Eşime dedimki Somada bir şey olmuş hemen bir haber kanalı aç hatta Halk tv yi aç...ve felaketi, gördüğüm manzaralar okuduklarım ölü sayısı,yaralı çıkanlar ambulans sesleri, çığlıklar ve haykırışlar büyük bir kaos...Saatler geçtikçe, madenciler konuştukça, yangının neden olduğu içerde nekadar insan var daha kurtarılamayan öğrendikçe artık tüylerim diken oldu ağladım ağlamak zaten basit kalır bu acının karşısında...Aldığım nefesten utandım..Orda bir kardeşim vardı belki o an kurtarılmayı bekleyen zehirlenip sesini duyuramayan...Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk 10 dakikadan sonra insanın yaptıkları dedikleri mantıksızlaşırmış hareketleri yavaşlarmış...İçim yanıyordu ve ben burda hiç bir şey yapamıyordum...Sabah 3 e kadar oturdum sayı hiç değişmedi ilk kurtulanların haricinde onlarda zaten yeni vardiyaya gelen Madencilermiş...


İlk kurtulanlar ağladılar haykıra haykıra içeride kardeşim var yeğenim var arkadaşım var....Hele biri beni bırakın Mahmut abiyi kurtarın onun karısı hamile.... demedi mi....Allahım bizim bir yanımız bu kadar iyiyken neden bir yanımız acımasız vicdansız bencil sadece kendini ve cebini düşünen insan müsvettesi...
Bilmiyorum bu haykırışları yapan kişinin dediği Mahmut abiside kurtulmuş...Evet çok sevindim ya diğerleri...
Ne hikayeler vardı 3 gündür okuduğum duyduğum gördüğüm resimlerde...Biri haykırıyor 10 ay oldu evleneli eşim içerde İzmitten gelin gelmiş sevdiceğiyle bir yuva kurmuş,Bir kız babasının mezarı başında ağlıyor(onun fotoğrafıda var ama burda kullanmak istemedim o fotoğrafı) gazeteci soruyor babanmı...evet hem babam hem dayım öldü...Hele onun babası haftaya oğlunun sünnetini yapacakmış davetiyede dağıtıyormuş bir yandan...
Bir madenci emekli olmuş ama kızı evlenecekmiş ve çeyizi daha iyi olsun diye tekrar dönmüş...Dün akşam bir kadın ağlıyor eşim yok ne hastanede nede ölenlerde...2.5 aylık evliyim ve 1.5 aylık hamileyim..Sunucu dayanamıyor ağlıyor...Kadın bayılacak oturtuyorlar hemen, elinde düğün resimleri...ve bunun gibi insanın içini acıtan ne hikayeler.
Gece çok uzun içeriden hep iyi haberler bekleniyor...ama yok ertesi sabah...bir madenci çıkarılıyor...direnmiş beklemiş çok kuvvetli Allahım yardım etmiş ona ve sabah ambulansa binerken hemşireye sorduğu soru içimizi dağladı ''Çizmelerim kirli sedye kirlenecek çıkarayımmı?'' Bütün sanatçılar paylaştı ve duyarlı gazete ve tv ler...Hayır kardeşim sana bu kadar az para vererek senin can güvenliğini hiçe sayıp bir yaşam odası bile bulundurmayan o işletme sahipleri patronlar,denetçiler,idareciler ve bakanlar kirli...Sen kirli değilsin...Evet o madenci Murat Yılmaz Ağrıdan gelmiş buraya biraderi ile birlikte çalışmaya 12 yıl önce evlenmiş ve 1 kızı olmuş...O bir kahraman saatler sonra çıkan yangın yerinden...


Ben en çok bu tedbirsizliğe kızıyorum...Bile bile insan öldürmeye aman ne olacak bişey olmaz denmelere yada banane bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın denmelere,Adam sende lere...Nasıl bir B planı olmaz nasıl bir yaşam odası olmaz.Türkiye'de 4 yerde varmış.Yaşam odasının amacı bir felekat halinde yada bir göçükte orda 50 saat kalabilmeyi sağlarmış...Neden yok neden şart değil...Bugün işletmenin müdürü diyorki...ben böyle bir durumda kaçarım ne yapayım yaşam alanını ...Kardeşim ya kaçamazssan neden kaçıp kaos yaratıyorsun ...sen her ay tatbikat yapılıyor Madenciler ne yapacağını biliyorlar diyorsun ...sen bir yaşam odası yaptıtrrsaydın Patronuna onlara tatbikatta kaos ortamı yaratmadan herkes buraya gelecek ve burda kalacak ve çözüm üreteceğiz deseydin ölürmüydü bu kadar çok iş arkadaşım dediğin madenciler...Pisi pisine öldürdünüz iste gözgöre...Çok siyasete girmiycem onları facebookta ve instagramda paylaştım...Umarım suçlular cezalarını bulur.




Lütfen bu insanları unutmayalım arkadaşlar.Çok düşük maaşlarla çalıştırırıp karın tokluğuna kazma kurek sallayan içeride nefes almanın çok zor olduğu ve şartların çok çok kötü olduğu yerde çalışmaya zorlanan insanların garibanlıklarından fakirliklerinden yararlanılan Madenci bunlar...

Fakirliğinden UTANMA kardeşim seni bu duruma sokan seni banka kredileriyle daha da fakirleştiren senin sırtından kazanan hatta ortada dolaşan hırsızlar ve rüşvetçiler bir saat için devletin işlerini yaptıranlar UTANSIN.
Ben 10 yıl yaşadım Çaycuma Zonguldakta...Bilirim maden işinin zorluğunu kömür karasını...Madenleri  ve madencileri...ve eşlerini çocuklarını.Eski ev sahibim maden işçisi emeklisiydi, gerçi o Almanya'da emekli olmuş ama Çaycumada başlamış ilk işe...Sonra en son oturduğum evde karşı apartman komşularım biri madenciydi biride 3 yıl önce olan Grizu patlamasında Karadonda yeğenini kaybetti 2 ay çıkmadı cesedi ordan yalvardılar yakardılar...Seslerini duyurdularda aldılar naaşını bir mezarı oldu sonunda.Orda kaderidir insanın madende çalışmak başka iş yoktur çok gelir kapısı yoktur sigortası var diye çok iyide para kazanan sabah simit aldığım simitçi genç de madenci olmuştu.Neden dedim bak ne güzel para kazanıyorsun dışarıdasın, simitçilik yaparak köye ev bile yapmıştı ''Abla dedi evleneceğim karım sonra hamile kalacak bana sigorta lazım'' iyi dedim.Selametle sonra baktım yine bir gün sokakta bizim mahallede simit satıyor ne oldu dedim abla dedi belim bacağım tıtuldu rapor aldım...Sakatlandım yani anlıyacağın dedi...sonra bıraktı İstanbul'a gitti çalışmaya...Zonguldak'ta evet kaderidir bu meslek insanların ama ölümleri KADER OLAMAZ...
En kötüsüde yine3 şehit vermiştir Çaycuma son yaşanılan olayda ...Soma'ya çalışmaya giden işçilerde maalesef hayatını kaybetmiş.



Çaycuma'daki cenazeden...Toplu bir cenaze yapılmış...ayrı köylere gönderilmiş naaşları.Allah rahmet eylesin.Ailelerine sabır versin.
Soma'da yaşanılan bu olayda beni en çok da üzen bir olayda yakınlarını bir bilgisayar ekranından yada topluca oturup bir perdeden naaşların tespiti böyle bir şey varmı...Yada naaşların soğuk hava depolarında tutulması.Kazılan toplu mezarlar...


Artık sözün bittiği yerdeyim.Bu görüntüler herşeyi anlattı bana zavallılığımızı,organize olunamadığını,ölüye bile saygı duyulmadığını,Yaşarken saygı duymadınız bari ölünce duyun...Hızlı hızlı gömülmemeleri yeni kapanmış bir mezarın üstünden atlamaları...Gözümün asla unutmayacağı çirkin sahneler gördüm ekrandan kimbilir orda olsam kesin bir kaç kişinin yakasına yapışırdım...
Ve bundan sonra yapılacaklar umarın denilenler yapılır.Şirket sahibi ölen işçilerin çocuklarının kurulacak yardım fonundan eğitimlerini bu gelirle yapılacağı yada geride kalan ailelerin bir site gibi bir yer yapılıp orda oturmaları..bilmiyorum İstanbulda'ki ekibe söyledim bana proje üretin neler yapılabilir diye...Umuyorum umarım bari bunu yaparlar....Asla gidenlerin yeri doldurulamaz o çocuklara asla başkası baba olamaz...ama en azından bundan sonra hayatları garanti edilsin.Unutmasınlar unutulmasınlar...
En çok korktuğum bu üzerinden zaman geçilince unutulmaları...

Lütfen sizde unutmayın güvendiğiniz derneklere ve kuruluşlara bağış yapın. Ben dün akşam güvendiğim derneklere cep telefonumdan mesaj göndererek bağış yaptım...Ve şimdi diğerlerine bakacağım...

Kaderleri madencilik olup ama ölümleri Kader olmayan insanlar...Ben sağ çıkan Madencilere bundan sonra insanca yaşam diliyorum.Ölenlere Allah rahmet eylesin...Ailelere sabır kuvvet ve güç versin.Eşlere,anne,babalara ve yetimlere günahsız çocuklara...Unutulmasınlar...