26 Eylül 2012 Çarşamba

Haftanın ortası...

Çarşamba günü oldu ben hala bilgisayarın başına oturup yeni bir yayın yapamadım.Hafta sonu hiç açmadım.Pazar günü pikniğe gittik.Pazartesi evde ufak tefek ev işleri derken yeni yeni blogları keşfedip onları gezdim ve sizleri tabii.İnternette her zaman olduğu gibi küçük araştırmalar,butik pasta yapan arkadaşları gezmeler derken nasıl akşam olmuş anlamadım.İnternetin başına geçince sanki zaman wınn diye geçiyor...Akşama doğru kızım geliyor zaten yanında da komşumuzun kızı(oda kızımla aynı okulda)onlarla ilgilenip karınlarını doyurduktan sonra bi baktım ki yeni kayıda hiç zaman yok akşam yemeğini yapmaya mutfağa doğru yol aldım.Artık çok gerekmedikçe akşamları pek açmamaya karar verdim.Umarım bu kararımı sürdürebilirim.Sabah çok erken kalkıyorum.Bir telaş sabah sabah evde(okula giden çocuğu olan hanımların bizimde dediğini duyar gibi oldum)eşimle kızım gidince etrafı toplayıp mutlaka kitap okuyorum.Okumadan duramayanlardanım.Benim en iyi alışkanlığım bence hayatta...Ev işleri derken açıyorum hem tv yi hem bilgisayarı biraz paylaşım sitelerini gezdikten sonra sevdiğim bir program varsa biraz gözüm orda biraz leptopta zaman geçiriyorum.Tabii o gün dışarı çıkmayacaksam,siparişim yoksa yanii evdeysem tabi bunları yapabiliyorum.Sonra akşama doğru yemek yapıyorum.Ben eğer evdeysem akşamüstü yaparım yemeği taze ve sıcak olmasını seviyorum,ısınmış yemeği çok sevmiyorum.Sonra yemek faslı kahve faslı ve biraz kızımın bizimle tv izlemesine izin verdikten sonra odasına gidip ödevi varsa onu yapıyoruz.Bu sene kızımda erken kalıkınca çok yorulduğunda oda saat 9-9.30 yatakta olmak istiyor.O uyuduktan sonra ev tabii daha sesiz ama çokda keyifli  ben ilaçların etkisinden sanırım 4-5 gündür koltukta sızıyorum.Şimdi ne ilacı diye soracaksınız ağrı kesici ve antibiotik beni onlar bile uyutmaya yetiyor.Umarım yaşlanıncada uyku problemi çekmem.Ama eğer yatağa giderken eğer biraz dikkatim dağılıp hemen uyumazsam o koltukta aldığım uyku bana bi yetiyor,cin gibi kesiliyorum sonra uyu uyuyabilirsen.Herneyse kızı okula başlatınca bende bu hafta epeydir zaman ertelediğim sağlık sorunlarımı çözmeye başladım.Yıllardır çektiğim bir bel ağrısı vardı sonra bacağıma vuran ve artık parmaklarıma uyuşmalar başladı oturamıyorum yatamıyorum.Canım çok acımaya başlayınca eşim ve etrafımdakilerde artık biran önce doktora git deyince dün sabah hastaneye gittim,muanne olduktan sonra emara sevk etti doktor bakalım yarın gidicem Zonguldağa...Çok uzun zamandır diş ağrısı çekiyordum ara ara ağrı kesici içip onuda erteledim.Aslında geçen kış bir kanal tedavim oldu ama arkadaki dişiminde tedaviye ihtiyacı vardı doktorum çok söylemişti gel hastaneye filmini çekelim diye...ama ben nerde ille yumurta kapıya dayanacak bende...Herneyse dün başka bir diş doktoruna da gittik benim doktorum Antalya'ya taşınmıştı yazın.Durum çok vahim haftaya ameliyat...20 lik dişim ve onun önündeki dişler alınacak.Ankaradan bazı zamanlarda gelen bir çene cerrahisi uzmanı varmış,benim için onu çağıracak doktor.Şimdiden başladı stresim,hiç sevmiyorum  diş ile ilgili şeyleri kim severki zaten...
Dün ordan gelince yeni gelen komşumla ayak üstü konuştuk oda yaptırmış.Bir hafta çekersin biraz ızdırabı var dedi...İşte böyle dünde bunlar için koştururken yeni bir kayıt bugüne sarktı...
İlk önce pazar günü gittiğimizde yaptığımız salatayla başlıycam.Bu salatanın çok fotoğrafını çekiyorum ama yayınlamak hiç kısmet olmadı.Belki sizin orda piknik zamanı değil ama biz burda ekim sonuna kadar gideriz hatta kışın bile...Hele Antalya'da(kayınvaldemlere gidince) mutlaka gideriz.Bu salata muhteşem çok güzel umarım yaparsınız.Burda arkadaşım olan eskidende komşum olan Malatyalı bir ablamdan öğrenmiştim.Biz pikniğe gittiğimiz yine eski komşum,ve onlarda ablalarım onlarla biraz değişiklik yaptık bu salata ile ilgili şimdi tarifini vererek anlatayım,
Görüntü nasıl???
Kime yaptıysam kim yediyse çok sevdi inanın...
Soslu Mangal Salatası
Benim ilk yediğim ve ilk yaptığım salatada patlıcan yok,Maydonoz yok biz bunları zamanla kattık...
5-6 patlıcan
3-4 domates
4-5 soğan
8-9 biber(biz kırmızıda koyuyoruz)
bu ölçü 10 kişilik bir piknik grubuna yetiyor bu ara fazla yapıyoruz biraz artıyor nedense:)))
sosu,
nar ekşisi,zeytinyağ,2-3 diş sarımsak rendesi,taze nane yoksa kurusu ama inanın baharda nane çıkınca daha güzel oluyor.Bu sosu ben evde yapıp kapalı kavonoza koyuyorum.Piknikte salataya döküyoruz.
Közlediğimiz sebzeleri soyup bir kapta doğruyoruz ve sosu döküyoruz.İnanın yaparsanız çok beğeneksiniz bence aklınızın bir köşesine yazın...
Eğer vakit bulursam evde de malzeme varsa bizimkiler(piknik grubumuz) pikniğe gidiyoruz deyince ya kek yaparım ya elmalı kurabiye...Çünkü semaverde çayda yapıyoruz...Çay ile çok da iyi oluyor yemekten sonra.Biz geç vakitlere kadarda otururuz...Kışın ateş bile yakarız...
Yavaş yavaş grubumuz maalesef dağılıyor bir arkadaşımızıda İstanbula yolluyoruz.Ne yapalım gönüller bir olsun...İşte bende pikniğe gideceğiz diye en son dergide gördüğüm beğendiğim bir kek yaptım.


Cevizli Elmalı Kek
Bu tarifin orjinalinde ayva vardı.Görüntü muhteşemdi bende ayva çıkmasını beklemeden yaptım.
İlk defa böyle bir kek yaptım hem un oranı az hemde içinde ne süt var nede yoğurt...
Dergideki ölçüler bana az geldi çoğalttım.26 lık kelepçeli kalıpta yaptım.
3 yumurta
2\3 su bardağı şeker
2\3 su bardağı un du ama ben ....şekeri 1 bardak yapıp unu 2 bardak yaptım...
1 paket vanilya,1 paket kabartma tozu
1 çay bardağı sıvı yağdı..ben 1 su bardağı sıvı yağ yaptım...
2-3 elma ince ince yarım ay doğranacak.
yarım su bardağı ceviz kırığı bunuda ben ekledim.
altına koymak için,
50 gr tereyağ,yarım çay bardağı esmer şeker(ben normal şeker koydum)
yumurta şeker çırpılır,yağ ilave edilir daha sonra kuru malzemeler ilave edilir çırpılır ve ceviz eklenir.
Tereyağ eritilir,kelepçeli kalıba dökülür ve şeker serpilir ve elmalar dizilir.Kek malzemesi dökülür kızgın fırında 175 derecede pişirilir.
Tadı çok güzeldi çok beğendiler benim kızım ve eşim keki pek sevmez ama 2 dilim yediler...
Bu tarifimi 76.Porselen Demlik Çay Saati etkinliğine ev sahipliği yapan arkadaşımız Füsuna gönderiyorum. Arkadaşıma kolaylıklar diliyorum bol tarifli bir etkinlik olsun...http://www.fusununmutfagi.blogspot.com/
Eeee yavaş yavaş etkinlikler başladı...
Birde size bir buluşmanın duyurusunu yapacağım Bayramda olsa bende giderdim.Antalyalı blogcular buluşuyor bilen bilmeyene söylesin.Burdan bakabilirsiniz http://birtutamkekik.blogspot.com/
Ve dün çok hoş bir şey oldu.Kızlar okuldan gelmişlerdi.Kapı çaldı yeni taşınan komşumuzun kızı Beyza...Elinde kocaman bir pasta!!! Size pastalara karşı çok ilgili olduğundan hamarat olduğunu yazmıştım.Geçen hafta benim kızımın sınıfına yaptığım uğur böceği pastasını çok beğenmişti,hiç benden yardım almadan sormadan bunu yapmış.Ama bir hafta sonu ona uğurböceği pasta yapmayı öğreteceğim söz verdim.

Beyzanın Pastası...


Beyza 11 yaşında çok hevesli ve istekli bence yaşına göre hiç daha önce uğur böceği pasta yapımını bilmeden bunu yapması bence BÜYÜK BAŞARI ona örenek olmak çok hoşuma gitti...
Benden bu kadar herkeze çokk güzel bir gün ve hafta diliyorum.Sevgiyle kalın afiyette kalın.

Buarada deyinmeden geçemiycem.Hergün duymaktan artık kahrolduğumuz şehit haberleri, artık diyecek söz bulamıyorum o anneleri,babaları düşündükçe içim sızlıyor.Çok üzülüyorum...Ve Neşet Ertaş en sevdiğim türkülerin ezgilerin sahibi nur içinde yatsın.Sanatçılar ölmez...

20 Eylül 2012 Perşembe

Yeni Pastam...


Merhaba herkeze,ben 2 gündür doğumgünü pastası siparişimle uğraşıyorum.Arkadaşım Ayşegül'ün cici kızı 5 yaşına girdi.Doğduğu gün daha dün gibi aklımda zaman çabuk geçiyor.Benim kızım 8 aylıktı Defne doğduğunda aslında 31 Ağustos doğumlu biz ertesi akşam izne çıkıp Antalyaya gideceğimizden hemen hastanede onu görmeye gittik.Mini minnacık bir kızdı halada öyledir.Çıtı pıtı minyon tatlı bir kızdır.Ayşegülle bir kaçgündür karar vermeye çalışıyoruz o mu bu mu derken...O bana mail yolladı ben ona derken onun istediği iki pastayı bir birine karıştıracaktık.Defneyi hiç dinlemedik çünkü Pembe Panter pastası istiyo:)))zor nasıl yapıcam...İşte 2 pastanın arjmanı...
 Arkadaşım internetten bulmuş bu pastaları...

Buda benim yorumum...Kız figürü tıpatıp yapmaya çalıştım.


Ben bunlara bir alışıyorum evden gidince hüzünleniyorum:(((
Gelelim nasıl yaptığıma,Bu hafta başı hemen şeker hamuru siparişimi verdim,ertesi gün geldi...Başladım internetten iki katlı pasta yapımına,sağolsun internette hiç yapımı yok.Bir yabancı blogda sadece fotoğraflar vardı biraz ordan biraz burdan kendi kafamda planımı yaptım.Kreşte yapılacağı için doğumgünü 45 kişilik olacaktı,2 katlı olunca iş biraz zorlaştı ama zormuş...Bu hafta o kadar çok pasta yaptımki  oyüzden salı günü akşamı yapmam gereken pandispanya ve kremaları düne bıraktım ama sanırım biraz daha tecrübelenince üstesinden geldim.Bu doğumgünü pastaları için ayrı bir yazı yazacağım o yüzden şuan  ayrıntı vermeyeceğim.Dün kekler pişti,kremalandı arasına pastacı kremasını yaptım.Şeftali ve armut koydum.Okul yönetimi asla kremşanti istemiyormuş.Üstlerinede ganaj yaptım.Dün akşam figürü ve pastaya konulacak diğer süsleri yaptım.Kızım ve eşimde yardım etti hatta yeni taşınan komşumuzun kızı Beyza'da çok hevesli duyunca pasta yaptığımı hemen katılmak istedi.Yeni tanıştık ama çok tatlı...Bu günde pastayı teslim saatinden 1 saat önce şeker hamuru ile kapladım,süsledim.
Birde yanında kaplumbağa  poğaça istedi arkadaşım.
Yap yap bitmedi...Ben 6-7 tane yapardım çocuklara yada en fazla 1 tepsi...45 tane beni epey bir yordu ve zorladı...
Az önce arkadaşımdan telefon geldi.Hem poğaçalar hem pasta çok güzeldi diye hele keki ve kremayı herkez çok sevdi deyince yorgunluk uçup gitti çok mutlu oldum...Okul müdürü ev yapımı olunca çok sevinmiş...Pastanade çok katkı maddeleri var hele o yağlar...İnanılmaz zararlı basıyorlar boyayı kimyayı görünüş tamamda ama altında neler var.Şeker hamurunu yememelerini söyledim.Zaten sıyırıyorlarmış...İşte böyle ...Sevgiyle kalın,Hoşçakalın...

19 Eylül 2012 Çarşamba

Yoğun bir hafta...

Okullar başladı bende son sürat tempomu hızlandırdım...Bir yandan evin işleri,bir yandan Öykünün okul alışverişi,diğer yandan pastalar...Üst katımıza yeni komşularımız geldi ,onlar taşındıktan sonra akşam yemeğe aldım.Dün öğretmenlerimize cheesecake yaptım bugünde bizim sınıfa bir pasta yaptım...Tatlı başlıyalım tatlı geçsin dime ama...Güzel oldu hem öğretmenlerimize hemde çocuklara...Bugün pastaları dağıtırken çocuklar okadar tatlıydıki hepsi ya çubukları istiyor,yada üstündeki şekerleri.Ama 1 dilim yetmedi inanın hepsi ikinci dilimi istediler.Fakat ben aynı boy pastadan anaokuluna da yapmıştım ama nerde ikinci dilimi isteyecekler ilk dilimi bitirememişlerdi.Okulun bahçesinde koşup oynamaktan bütüngün bir yukarı bir aşağıya bitmiş enerjilerini depoladılar.
Kızımın okuldaki ilk günü

Çaycuma Koleji

Büyük sınıflar yeni başlıyan öğrencilere hoşgeldin diyerek balon verdiler.



Bu uygulamayı çok sevdim.Her yeni gelen sınıf bir ağaç ekiyor.



Size geçen gün çok hamaratım bütüngün mutfaktaydım diye yazmıştım.İşte şimdi sırası geldi.

Piştiğinde çok güzel kabarmıştı ama..

 ISPANAKLI AÇMA BÖREK
Ben böyle börek yaparken hiç ölçü kullanmam.Göz kararı hamurun tutması ile orantılı un ve su koyarım ama aşağı yukarı bir ölçü vreceğim...
Küçük tepsiniz varsa...5-6 su bardağı un,2 su bardağı su yetmezse artabilir
Büyük tepsiye 8-9  su bardağı un,3-4 su bardağı un eğer cıvık olursa un katılır.
1 paket yağ eritilecek,tuz ve üstüne sürmek için yumurta sarısı...
İç malzemesi,Ispanak ve soğan,karabiber tuz.Kavrulacak ve soğutulacak...
Hamuru yoğuruyoruz.Bir müddet bekletiyoruz(en az 10 dakika)Süre uzarsa daha iyi olur.Hamuru ikiye bölüyoruz ve her bezeyide un ile açarak  6 küçük beze yapıyoruz.Küçük bezeleri tabak büyüklüğünde açıp aralarına erimiş yağ sürüyoruz.Bezeler bitene kadar devam ediyoruz en son 6.cının üstüne yağ sürmeden buzdolabında 15 -20 dakika bekletiyoruz.Hamurun diğer yarısınıda bu şekilde yapıp bekletiyoruz.İlk yaptığımız kat kat hamuru un ile tepsi kadar açıyoruz yağlanmış tepsiye buruşturarak seriyoruz ıspanaklı harcı yayıyoruz.İkinci kat kat hamuruda un ile açıp üstüne kapatıyoruz.Yumurta sarısı sürüp fırında pişiriyoruz.
 Ben bu böreği üçüncü kez yapıyorum.Gözünüzde büyütecek bir şey yok,İlk yaptığım siparişdi risk alarak yaparım dedim ve yaptım...Siz hamarat hanımlar bunu mutlaka yaparsınız...ve o gün ikinci yaptığıma sıra geldi...Nasıl canım hem frambuazlı ve çikolatalı bir şey istiyor.Aslında çıkış noktam ve ilham kaynağım bu...

Magnum dondurmanın en sevdiğim olanı...
Ama hava soğuk canım dondurma istemiyor.Ne yapayım diye düşünürken biraz internette araştırdım.Bir iki şeyi birleştirerek bunu yaptım...



Frambuaz soslu Ağlayan Pasta
kek malzemesi
3 kahve fincanı un
3 kahve fincanı şeker
4 tane yumurta
1 paket kabartma tozu
vanilya aroması 2-3 damla
kek pişince üstüne 2 su bardağı süt
1 paket krem şanti,1 bardak süt ile hazırlanıp buzdolabında soğutulacak
1 paket meyveli sosu arkasındaki tarife göre yapılıp soğutulacak.
Keki hazırlayıp kare ve yağlanmış bir borcama döküp 180 derecede pişiriyoruz.(kürdan ile kontrol ediyoruz)İlk sıcağı çıkınca 2 bardak sütü döküyoruz soğuduktan sonra kremşantiyi yayıyoruz.Buzdolabında biraz bekletiyoruz.Kek fırındayken frambuaz sosu hazırlamalıyızki soğusun.Daha sonra kekin üstüne sosu döküp tekrar buzdolabında servise hazır hale getiriyoruz.Eğer sizde çikolata ve frambuaz tadını yakıştırıyorsanız yapın derim çok beğenildi.Arkadaşım Emelede denettirdim çok beğendi...
Not:Ben bu kayı dün hazırlamıştım.Ama dün çok yorulmuşum kaydın yarısı hazır değildi bu sabah tamamladım.O yüzden tarih hataları olur diye söylüyorum.
Herkeze sevgiler...Koşturmacılar kraliçesi bugün sipariş doğumgünü  pastası yapacak bana bol bol dualar gönderin temiz ve güzel bir pasta yapayım:)))
Sevgiyle kalın....

18 Eylül 2012 Salı

14 Eylül 2012 Cuma

Size bir soru soracağım...?????




Arkadaşlar bana yazın en son yaptığım yayınlardan birine yorum kısmına bir yorum geldi.PETIT CHEF adlı bir yemek sitesinden, yemeklerimin sitelerinde yayınlamak istediklerini  yemek kalitesinin istedikleri gibi olduğunu ve daha çok insana ulaşacağını yazmışlar.O zamanlar cevap vermedim internet çok yavaştı açıp bakamadım sitelerine...Daha sonrada unuttum.Bugün bir yemeği ve sosunu araştırırken bir blogda yemeği buldum daha sonra sosunu ararken yine buna benzer bir yemek sitesi karşıma çıktı aynı kişinin tarifi vardı ama blog ismi yayınlanmamış fakat yazar ismi yazılmıştı.Şimdi insanlar internetin başına oturunca bir yemek ismi arayınca bloglarda aramıyorlar da bu sitelere bakıyorlar (zaman açısından)onlar arama sayfalarında daha ilk sıradalar zaten.Ben bile eğer çok sofistike bir yemekse önce oraya bakıyorum sonra bloglara sonra orjinaline hangisi aklıma yatarsa onu yapıyorum...Şimdi çelişkideyim teklifi kabul edip oraya kayıt yaptırsammı??Aranızda böyle teklif alan varmı ve orda yazı yayınlatan merak ettim eğer fikrinizi söylerseniz çok sevinirim sevgiler...

12 Eylül 2012 Çarşamba

Okul Heyecanı

Herkeze merhaba!Ben bugünlerde kızımın ilkokula başlama telaşı ve hazırlıkları içindeyim.Kızım geçen yıl anaokuluna gittiği için ilk günümüz keyifli,sevinçli ve şaşkınlık içinde geçti.Sınıfında tek bir kız öğrenci ağlıyordu oda okadar sürmedi.Öğretmenimiz çok iyi ve çok deneyimli gönlüm çok rahat.Bu yıl yeni başlıyan 4+4+4 sistemden dolayı kızım maalesef 1 sene erken okula gidiyor.Eğer bu sisitem olmasaydı bu yıl  mahallemizde olan ve ilkokulada orda başlıyacağı bir okulda yarımgün anaokuluna gidecekti.Ama bu sistem açıklanınca planlarımız ters düz oldu.Benim kızım yaşıtlarından epey bir iri bazı yaşıtları inanın yarıboyunda.Geçen yıl, busenede Öykünün kayıtlı olduğu kolejin okuma bayramına gitmiştik.Bir çok arkadaşı 1.sınıftaydı,anasınıfındada arkadaşları vardı.İşte o gösteride 1.sınıflarda bir kız öğrenci çok dikkatimi çekti diğer çocuklardan okadar çok büyük gösteriyordu ki hem kilosu hem boyu sanki 2.-3.sınıf öğrencisiydi.Daha sonra onun 1.sınıf öğrencisi olduğunu öğrendim.O zamanda aslında bu sistem olmadan öncede Öykünün bu sene okula gitmesinin fiziki olarak şart olduğu düşüncesindeydim.Tabii bu kararı sadece kendim vermedim.Hem eşim hemde Öykünün anaokul öğretmeni hemde etrafımdaki öğretmen arkadaşlarım bu yıl Öykü okula gitse hiç zorlanmaz dediler.İşte kafamda bu sorular varken tam karar vermemişken Öykü 69 aylık olduğu için okula başlamısı şart koşuldu.Birde mahallemizdeki okulun ortaokul olacağı söylenince,diğer okularında hem bizim eve uzaklığı hemde fiziki şartları nedeniyle kızımın o okullara gidemeyeciğini düşünerek,okullar kapanmadan son hafta okulları gezdik kafamızda burda tek olan koleje vermeye karar verdik.Okulun açtığı kursada götürdük Öyküyü...çok sevdi okulu hatta o hafta anaokulunda son hafta olduğu halde,arkadaşları ve öğretmeni ile geçireciği son günler olmasına rağmen sabah ben bu okula gelmiycem diyen kız okulun şartlarını ve öğretmenlerin ve tüm personelin ilgi alakasını görünce,müzik dersinden,ingilizce dersine,ordan beden eğitim dersine ordan yemekhaneye ve sosyal ders sınıfını ve resim sınıfını görünce benim ağlayan kız bu seferde kurs bitiminde ordan çıkarken ağlıyordu.Okadar çok sevdiki okulu,ordan oraya o sınıftan bu sınıfa gitme fikri benim kıza zevkli geldi.Hatta ona kızım sabah ağlıyordun ben burayı istemem gidelim diyordun şimdi niye burdan gidiyoruz diye ağlıyorsun dediğimde ama ben bu okulun bu kadar zevkli olduğunu bilmiyordum deyince koleje verme kararımız netleşti,yazlığa gitmeden Haziran ayında biz kızımızı okula yazdırmıştık.Çokda iyi yaptığımızı düşünüyorum.Bu ay haberlerde hergün bu sistemin yanlışlarından,düzenin oturmayışından yaşların küçük olmasından daha bir çok sorundan bahsederken bizim içimiz çok rahattı.Hem okulun başta verdiği bize olumlu düşünceler,müfredata bağlı kalmayacaklarının kararı (şuan yeni başlıyan tüm 1.sınıf öğrencileri okulda boyama,oyun ve...koca 1 dönem A dan E ye kadar harfleri öğrenip 10 a kadar yazmayı ve saymayı öğreneceklermiş.)bu sistemle koca bir yıl boş... demek anaokuluna giden öğrenci zaten bunları koca bir yıl yaptı hepsini sil baştan tekrar yapmak hem o öğrenciye yazık,hem ilkokul öğretmenine anaokulu öğretmeni vazifesi vermek yazık...hadi küçükleri bir sınıf yapalım diğerlerini bir sınıf yapalım demişler orda da sınıflarda eşitsizlik olmuş,hemde küçük sınıfları öğretmenlerde istememiş.Konuştuğum tüm öğretmenler bu yıl okula başlıyacak öğrencilerin boş bir nesil olacağından bahsediyor.Üzülüyorum yazıkki ne yazık...Zaten ilkokul 4 yıla indirildi bu çocuklar 1.sınıfta ilk dönemi oyunla boya ile geçirecek geri kalanda ne öğrenecekler merak ediyorum.Tamam belki bu sisitem iyi olabilir,ama koşullar sağlanmadan,pilot okullarda denenmeden paldır küldür bu sisteme geçilmemiliydi.Yurt dışında yaşayan arkadaşlarımdan duyuyorum Avrupada da çocuklar erken başlıyorlarmış okula ama orda anaokulu yok,kreş var sonrada okullarda oyunla bilimi,resimle sanatı,matematiği,müziği, oyunlarla oynayarak öğreniyorlar.Keşke bizimde öyle şartlarımız olsaydı da bu sisteme gönül rahatlığı ile evet diyebilseydik.
Ben kendi okul hayatımı düşününce ne kadar değişiklikler yapıldığını hatırlıyorumda,kredili sistem,çan eğrisi,hazırlık sınıfı sonrası zorunlu 4 yıl lise daha sonra kesintisiz 8 yıl daha başka hatırlıyamadığım neler neler...Zaten bizim ülkemizde her gelen hükümet önce eğitim sistemini şöyle bir değiştirir.Kendi istediklerini şart koşarlar...Finlandiyada 58 tane hükümet kurulmuş ama eğitim sistemi ülkenin ilk yıllarında nasıl şekillendiyse öyle kalmış.Biz ise mutlaka deneme tahtasına çevirmişiz  eğeitim sistemini tabii öğrencileri ve öğretmenleri...Belki sıkıldınız bu yazdıklarımdan ama bu sene benim gibi okula başlıyacak çocukları olan annelerin  inanın endişeleri,kaygıları kafalarında ki soru işaretleri bı yıl hiç bitmeyecek.He unutmadan lütfen sizde bu konu ile ilgili düşüncelerinizi yazın bekliyorum...
Yazlıktan dönüp eve gelince tabii Öykü hem mutlu oldu hemde daha apartman hayatına alışamadı...Her fırsatta sokağa çıkmak istedi,yazlıktaki gibi her istediğini yapmak ve yemek istedi.Orası düz ayak tabii sürekli bahçede sokakta yan sitede arkadaşları ile bir de bu yıl bakkala gitmeyide öğrendi,tamam artık işte şimdi burda sıkıntıdan patlamak üzeredi,Allahtan okul başladıda yarımgün en azından enerjisini azaltıyor.İşte bende Öyküyü mutlu etmek için sabahları ona bazen böyle tatlı süprizler yaptım...

bu ekmekler onun minik ekmek pizzaları...



Bunlarda benim...
Ekmeğin üzerine az sürülebilen yağ sürüyoruz ve üstüne istediklerimizi koyup fırında pişiriyoruz....
Yazlıktan dönünce çoktandır görmediğim sevdiğim kişileri gördüm.Banada geldiler beraber yapıp yedik...Nemi yaptık....

Bu börek çoookk kolay...
Üç yufkayı aralarına süt,yağ,yumurta akından bir harçla üst üste koyup sigara böreği gibi kesip ucuna peynir koyup sarıp kapatıyoruz.Daha sonra karnını yarıp bir domates dilimi bir dilimde biber koyup üstüne yumurta sarısı sürüp fırında pişiriyoru.Kolaymış değilmi???

Birde benim eskiiilerden çok sevdiğim bir patates köftesi vardı oda şipşak çok kolay hemen hazırlanıp yenilebilir...
Hemen 3-4 patates haşlanır,ezilir,içine taze soğan(ben olmadığı için kuru soğan koydum)maydonoz,limon,tuz,karabiber ve pul biber konulup yoğrulur şekillendirilir ve afiyetle servis edilir...

Benden şimdilik bu kadar...Hııı ben bugün bir hamarat bir hamarattım neler neler yaptım hemde ne misafire nede sipariş kendimize çok yakında burda bekleyin:))))sevgiler...

6 Eylül 2012 Perşembe

Yazzdan Esintiler....

Koca bir yazı geride bıraktık.Ve kafamda bazı tarifler ve makinemde de bazı resimler kaldı tabii.İşte şimdi onlarda bahsetmek ve size bir kaçının tarifini vermek istiyorum.Bazılarının tariflerini defalarca verdiğim için onların sadece fotoğraflarını paylaşıcam.Yazlıkta çok sevdiğim arkadaşım ve yine çok sevdiğim ablasının İranlı eşine yaptığım İran yemekleri.Bazen sizlere tariflerini veriyorum.Nedir bu İran yemeklerine düşkünlüğüm ve nerden bu kadar yemek tarifi bildiğim.Hayatımda hep oldular annemin çocukluk arkadaşının eşi İRANLI,Çaycumada en sevdiğim arkadaşım,ablam Nurhan ablamın eşi İRANLI,Çaycumada tanıyıpta kısa zamanda dost olduğumuz bir arkadaşımız İRANLI ...Ama en önemlisi damak tadıma çok yakın tatlar ve yemekte herzaman tatlı ve ekşiyi çok yakıştırmamdanda geliyor bu İran yemeklerini sevmem.İşte yaptıklarım...

Menüde neler mi Vardı?
Fesencan(İranın çok meşhur bir yemeği)
Kazmaklı ve Zerdeçallı Pilav(Dipli yani yufkalı)
Salad Olivie(İran salatası)
Dipli Patatesli  Acem  Pilavı
Zerdeçallı İran usülü tavuk kızartması
Bizdende
Sigara Böreği
Patates Kızarması
Mantar Güveci
Çikolata soslu Tavuk Göğsü



FESENCAN


Salad Olivie.http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=%C4%B0ran+Salatas%C4%B1 Burda daha önce yaptığım İran Salatası adı altında var tarifleri bu yaza kadar ismini bilmiyordum.Açıkçası arkadaşım yaptığında çok sevmiştim ve ismini oda söylememişti.İranlı eşi olan arkadaşımda İranlılar bizim bildiğimiz Rus salatasına tavuk katarlar ve evde ne varsa koyarlar deyince çok araştırmamıştım.Ama İranda Salad Olivie patatesin ezilmesi ve tavuk haşlamısı ile yapılan bu salata varmış...


Yumurtasız haliyle Salad Olivie


Dipli Patatesli ve Acem Pilavı



Kazmak(Yufkanın dip tuttrulmuş hali)


Zerdeçallı Pilav(aslı Safranlı Pilav)
İşte fotoğrafladıklarım bu kadardı,ben size daha önce salad olivie(İran salatasının tarifini ve herzaman yaptığım ayrı süslemesiyle göstermiştim.Patatesli ve Dipli Pilavında çok tarifi var bloğumda eğer öğrenmek isterseniz ve bulamazsanız yorumda yazarsanız bilgi veririm.Daha önce yaptığım ama fotoğraflamadığım için sizlerle paylaşmadığım bir tarif olan FESENCANIN tarifini vericem...Bu yemeği 2-3 yıl önce yapmıştım annem arkadaşında yediğini ve güzel olduğunu söyleyince bi denemek lazım dedim ve Hürriyet Pazarda keyifle takip ettiğim rahmetli Arman Kırımın bir tarifi vardı.Kendisi önce nar şurubu yapmayı ve sonrada bu yemeğin tarifini vermişti.Kendisi bu yemeği yapmış ama sevmemiş ama bu kadar ünlü bir yemekse tarifini vermemek olmaz demişti.Bende o tarife harfiyen umarak yaptım.Annem ne kadar çok sevdiyse ben ve eşim hiç beğenmedik.Ben de bir daha yapmadım.Bu yaz sevdiğim o ablamın eşi ile konuşurken ben FESENCANDA biliyorum deyince bana yaparmısın dedi tamam dedim.Yanında tarifi bulunan defterim yoktu.Çaycumadan eşimi aradım bana tarifi okumasını söyledim.Daha önce Arman Kırımın verdiği tarifle nar şurubunu kendim yapmıştım.Kendisi piyasadaki nar ekşisinin pekmez kıvamlı oluşu ve içindeki strik asitten dolayı nar şurubunun evde yapılmasının doğru olacağını yazmıştı.Ama yaz olmasından elimde ne nar vardı nede şurubu...Bende maalesef marketteki nar ekşisi ile yaptım.Aslından biraz farklı tarifle işte gelelim orjinaline ve benim yaptığım tarife...


FESENCAN
12 tane tavuk budu
yarım bardak ceviz(kalın dövülmüş)
çeyrek bardak hurma(doğramnış)
ölçüler su bardağıdır
2 orta boy soğan(piyazlık doğranmış)
1.5 bardak suyla karıştırılmış yarım su bardağı nar şurubu
dekor için nar taneleri
tuz ve yağ
Bir teflon tencerede önce soğanı soteleyin daha sonra yıkanmış butları atın ve önlü arkallı pişirin.Kahverengi olana kadar çevire çevire pişirin.Nar suyunu,tuzu koyun ,cevizlerle hurmalarıda ilave edin ve kaynama noktasına gelince ateşi kısın.Suyu azalırsa su ilave edilir.Sosu yoğun olmalı...
En son serviste nar tanelerini içine atın ve yanında pilav ile servis edin.
BENİM YAZIN YAPTIĞIM FESENCAN
12 tane tavuk budu
2 tane soğan
yarım bardak ceviz
çeyrek bardak kuru üzüm
1.5 bardak su marketteki  nar ekşisi ile karıştırılmış  yarım su bardağı nar suyu
tuz ve yağ...birazda şeker
onlara göre benim bu yaptığım klasik FESENCANA göre oldukça ekşisi yönünden hafifti...Onlar daha ekşi yaptıklarını söylüyorlar ama ben bunu ilk yaptığımdan daha çok sevdim.İlkide benim için çok ekşiydi...
Eğer sizde farklı bir tarif denemek isterseniz ve benim gibi tatlı ve ekşi iki tadı birbiriyle çok yakıştırıyorsanız mutlaka bu tarifi denemenizi tavsiye ederim...
Hepinize iyi haftasonları diliyorum...Sevgiler