28 Nisan 2012 Cumartesi

Yine Bir Haftasonu....Ve Seksenler...




Herkeze iyi haftasonları sevdiklerinizle umarım güzel saatler geçirirsiniz,bu güzel havada doyasıya dışarılarda gönlünüzce dolaşırsınız.Ben hiç evden dışarıya  çıkmayı düşünmüyorum valla o kadar evde olmayı özlüyorum ki,hele hele boş boş internette olup hem bloğumla ilgilenmeyi hemde sizleri gezip tarif defterime yenileri eklemeyi seviyorum.Buara tariflerden çok hepimizin bildiklerini daha iyi nasıl sunabilirime taktım şimdi bunun araştırmasını yapıyorum.Hem sizlere örnek olsun hemde sipariş verenleri memnun etmek için görselliğe takmış vaziyetteyim.Boş vakitlerimde bununla ilgili araştırma yapıyorum.Buara en çok pembekekik(Sibel ablanın)yaptığı çilek jöleli tatlısı çok hoşuma gitti bu görüntüyü cheesecake dönüştürme fikrim var.Çilek kısa süre sonra tezgahlardan kalkacak elimi çabuk tutmalıyım...
Evde olmak güzel haftalar sonra bir haftasonu mutfaktan olmadan bilgisayarımın başında zaman geçirmek paha biçilmez.Sabahtan ev işlerini bitirdim hiç susmayan bir çamaşır makinem ve hiç üstü boşalmayan bir ütü masam var...tabii kesin sizinde var...Annem eskiden derdi bu kirli sepeti hiç birgün boş gçremedim diye...Mümkünmü bende göremedim.Öykünün ki ayrı bizim evde maşallah ikiside hiç boş kalmadı buara...Geçengün arkadaşıma oturmaya gittim geçtiğimiz günlerde yeni bebeği olmuştu hatta ona kurabiye yapıp burda yayınlamıştım.Üçüncü defa oğlu oldu:))ona sordum günde kaç kere makine çalıştırıyorsun diye ben 3 kişi nerdeyse hafta 4 gün bazen günde iki kere makine çalıştırıyorum...Oda 6 gün çalıştırıyormuş eee benden daha işleri zor olan varken üzülmekten dert etmekten vazgeçtim.Ne yapalım sağlığımız yerinde olsun yeterki....Biz yine teknolojik olarak iyi bir zamanda yaşıyoruz.Eskiden bizim evde çocukken merdaneli bir makine vardı annem saatlerce onda çamaşır yıkardı...Ama onda yıkanan herşey öyle güzel yıkanırdıkı beyazlar kar gibi olurdu....Bir çoğunuz benden büyük olduğunuz için hepiniz yetişmişsinizdir o döneme....
Her bölümünü izleme sanşım olmasada şu sıra en çok sevdiğim dizi SEKSENLER dizisi...Dün akşamda bir tv programında bir kaç oyuncusu çıkınca hatta program için internetten araştırma yapıp 80 li yıllara damgasını vuran olaylar yada o yıllarda ne giyilirdi ne yapılırdı diye araştırma yapmışlar...Çoktan beri bende sizlere bu yıllarda hatırladığım şeyleri yazmak sizinde aklınızda olanları bilmek istiyordum.İşte başlıyorum.
Aslında bu yılda kötü bir şey olmuştu hepiniz zaten biliyosunuz onun için onu yazmıyorum.Adile Naşitle geceleri masal dinlemek ve bize kuzucuklarım demesi,Siyah-Beyaz tv,kumandasız bir televizyon,merdaneli çamaşır makinesi,tellerle sarılan sigortalar,ışıklı teypler,Dallas ,Kara Şimşek dizisi , yılbaşı programları,Cenk Koray ile pazar günleri olan  tele kutu programı,Halit Kıvanç'ın sunduğu cumartesi eğlence programları(eskiden ne güzel tv programları vardı şimdi tv de diziden başka birşey yok),Sezen Cumhur Önal(o zamandan beri yabancı müzik dinlemeyi severdim)TRT 2 Kanalındaki Pop Saati Erhan Konuk sunardı.Cuma gecelerini iple çekerdim.bir Madonna klibi yada Micheal Jakson şarkısı dinleyeceğim diye,çizgi filmlerde şeker kız candy ve himen,fame dizisi(şöhret)ben çok severdim bu diziyi,kıyafetlerde ise kalın uzun kazaklar,ayak altından geçen taytlar, sanatçıların giydikleri parlak taytlar,renk renk spor yapmak için mayolar,taytın üzerine takılan konçlar(tozluk)beyaz buzlu kot pantolanlar hatta nerdeyse şalvar gibi bol:)))siyah ayakkabı beyaz çorap, dr.martines ayakkabılar,deri etek ve deri pantolon,renkli bez espardinler ve renkli bez spor ayakkabılar,bilekten beyaz spor ayakkabılar,büyük çerçeveli numaralı gözlükler, kabarık saçlar,vatkalı kıyafetler,püsküllü büyük küpeler,kot etekler...benim hatırladıklarım bu kadar sizlerin eğer eklemek istedikleriniz varsa bekliyorum...





Çilek mevsimi nedeniyle buara herşeye çilek ekliyorum.Hepinizin bildiği sütlü irmik tatlısının üstünede sos yaptım...


Çilek Püreli Sütlü İrmik Tatlısı
1 lt süt
8 yemek kaşığı irmik
7 yemek kaşığı şeker
1 paket vanilya
50 gr margarin
Püresi için
15-20 civarında yıkanmış ve kurulanmış çilek
3-4 yemek kaşığı pudra şekeri
Muhallebinin tüm malzemesini karıştırıp kaynatın,size sulu gibi gelebilir ama soğudukça koyulaşacak.Ben bir kaç tane kupaya koydum diğer kalan kısmınıda borcama döktüm.Rondoda çilek ve şeker karıştırılır pişen tatlının üstüne dökülür.
Tatlı olurda tuzlu olmazmı...Geçenlerde  Meliha(hayatcafe) yapmıştı tava böreği görüntü herzamanki gibi süperdi.Çoktandır ben yapmamıştım yapsamda resimlememiştim.Bloğumu ilk açtığım zamanlarda fırını açmaya üşenenler için yayınlamıştım hatırlıyorum demekki çok uzun zaman olmuştu.Kızım için kıymalı eşim için peynirli yaptım.Şimdide tarifi gelsin.
Bu peynirli....

Buda kıymalı olan...

Tava Böreği
Benim evde kuru ev yufkam vardı.Sağolsun benim eve temizlik için gelen emektar yardımcım hersene benide düşünerek yufka yapar,bütün kış faydalanırız.Kuru yufkanız varsa 4-5 yufka yeterli benim yufkaların çaplarıda küçük oyüzden sayı normal.
Normal yufkadan yapılacaksa aslında tavanızında boyu burda önemli sanırım benim evdeki tavam 26 cm. bu börek için 2-3 yufka yeterli.
sıvıyağ,süt göz kararı.(Kuru yufkayı ıslatmak için su dolu bir kaba sokup çıkardım süte ihtiyacım olmadı)
İç malzeme,ben dediğim gibi hem peynirli hem kıymalı hazırladım.Ispanaklısı,çiğden rendelenen patates ve kavrulmuş soğanlı karışımıda tavsiye ederim.Yada çökelekli içine bir domates,sivri biber ve maydonoz doğrayarakta hazırlıyabilirsiniz.Sınırsız iç malzeme olanağı var...
Gelelim yapılışına...Kuru yufkayı suya sokup çıkardım yağladığım tavaya parça parça dizdim arasına kaşıkla sıvıyağ gezdirdim.2 yufka olunca iç malzemesini koyuyoruz ve kalan yufkalarıda diziyoruz.Üstünede sıvıyağ gezdirerek kapak kapatarak kısık ateşte çevire çevire pişiriyoruz.Pişmeye yakın kapağını açın ve çıtır çıtır olsun...Yanında ayran tavsiye edeim bizim menüde de vardı ama yanına eklemeyi unutmuşum.Bu bizim akşam yemeğimizdi ama her öğün sabah,öğle çat kapı gelen misafirlerinize,akşam üstleri çaylarında kolay ve pratik bir börek.Afiyet olsun...
Bu iki tarifi ''74.Hafta Porselen Demlik Çay Saati'' etkinliğine ev sahipliği yapan Paşasoframa ve ''Çay Kahve Bahane ''etkinliğine ev sahipliği yapan Pastaeline gidiyor.Kolay gelsin iki arkadaşımada sevgilerimi iletiyorum...
Herkeze mutlu ve sağlıklı günler diliyorum...

25 Nisan 2012 Çarşamba

Çocuk Bayramı,Zonguldak ve Yunuslar


Kızımla dört gün geçirdikten sonra onu bugün okula göndermek pek içimden gelmedi ama dün kahvaltıda artık okul ne zaman başlayacak demesinden okula özlemini anladım...Evdeyken okulu okuldayken de beni ve evi özlüyormuş...Pazartesi onun gönlüne göre olsun diye Zonguldak'a gittik.Ben o sabah 6.30 da kalkıp spor hocama elmalı kurabiye bir arkadaşımada cheesecake yaptım.Onlar kalkınca işlerim bitmişti.Kurabiyeleri teslim ettikten sonra yola çıktık.Çaycuma Zonguldak'a 45 km uzaklıkta araba ile yarım saat sonra kahvaltı yapacağımız yere varmıştık.Denizi tepeden gören manzarası ile Çatı'ya gittik.Büyük bir resturant içinide ben görmeyeli yenilemiş hatta dış mekanınıda genişletip değiştirmişler 6-7 yıl önce çok iyi bir durumda değildi üstelik çok salaş yerlerdi...Deniz kenarı bir masa bulup kahvaltı ısmarladık günlerden pazartesi olunca tabii pazar günkü açık büfe kahvaltı yoktu.İki kahvaltı ısmarladık,Çaycuma'daki kahvaltı menüleri oldukça zengin olunca biz iki kahvaltı ile üç kişi doyuyoruz.Ama artık aç olduğumuzdan mıdır?yoksa alışık olmadığımız bir menü oluşumundanmıdır extra sigara böreği ısmarladık ben kıza kendimden takviye yaparken tabakta peynir ve yeşil zeytin olmadığını fark ettim.Ben söylemesem eşim hiç sesini çıkarmayacak.Tabakta bolca patates kızartması vardı hatta Öykü sabah sabah kızartma mı olur dedi ve hiçbirimiz beğenmedik tadı çok acıydı.Ortalarda dolaşan bir hanfendiye tabakta olmayanları söyleyip Çaycumadan geldiğimizi(çok methinizi duyduk) söyleyince özür diledi ve koca bir tabak peynir ve zeytin gönderdi.Tabaktaki herşeyi silip süpürdükten sonra hesap bize çaycumadaki kahvaltı ettiğimiz yerlerden epey bir tuzlu geldi...Hem burda herkez tanıdık olunca nazımızda geçiyor verdiğimiz parayıda hakediyorlar.Asla birdaha oraya kahvaltıya gitmemeyi düşünüyoruz.Manzaradan mı yoksa lüx dekorundan mı hesaplar çok uçuktu...Bir portakal suyu 5 tl.di siz düşünün portakalın kilosı bile bukadar değilken.Masaya oturur oturmaz denizde yunusların atladığını gördük,ben tabii hemen makineme sarıldım.Fakat çok yükseğe sıçramadıklarından tam istediğim bir kare elde edemedim.Ama bana o görüntüler ve kızımın sevinç çığlıkları  o kahvaltıda yaşadığım en güzel şeydi.

O gün onun günüydü dediğim gibi lunaparka gidildi,ona ciciler alındı,biraz hasta olmasına rağmen dondurma ve hamburger yedi....Eee ne yapalım o mutlu olsun bize yeter...

Ben pek lunaparkları sevmem.Çocukluğumda bile bayramlarda kardeşim için gidilirdi.Hiç bir şeye binmezdim.Ben sakin bir yerde kitap okumayı yeğlerdim,o zamanlar...O kadar gürültülü ve kalabalıkki, bana göre yerler değil.Ama kızım için gidiyorum o babası ile neye isterse biner...Bende dışarıdan onları izlerim... Buaralar Öykü arkadaşlarından etkilenerek balık yada kaplumbağa alalım diye tutturuyor.Babası da ondan yana ama ben tek olmama rağmen HAYIR diyorum.O küçükken komşum nevruz için bir balık almıştı ölünce üzülmesinler diye geri götürüyordu.Yoldan çevirdim Öykü baksın oyalansın diye ama hatırlamıyor.Yazlığa bile götürdüm ama geri getirmek gözüme kesmedi orda bir komşuya verdim.O komşuda bile aylarca yaşamış hemde fanusta ciklet adında cinsli bir balık,düşünenler için...Kızım doğmadan önce İstanbul'a gittiğim bir dönemde Eminönünden bu dekorları almıştım.Uzun bir süre kullandım ama buranın kireçli suyundan temizliğinden sıkılmış ve kaldırmıştım.Kızım biraz hevesini alsın diye çıkardım kutudan...Çocukları mutlu etmek okadar kolayki bayıldı ve ona şimdilik bu da yetti..

akvaryuma bir seçenek:)))
Daha önce ehliyet sınavından sonra eve gelip kıramayacağım bir müşterimin misafirleri için rulo pasta yaptığımı hatta kızımada çileklisini yaptığımı yazmıştım.O gün 11 çeşit ikram ve bir gün öncede iki tane cheesecake yapıp teslim ettikten sonra hak verirsinizki kılımı kıpırdatacak halim yoktu.Üstelik hepsini tek başıma yapıyorum hem bulaşıkları yıkıyor,hem ikramı hazırlıyorum.Yardımcım yok bu iş için.İşte o günkü pastalar ve bugün bir arkadaşımın yarın günü için yaptığım çikolatalı ve yine kızım için yaptığım çilekli pasta.yine tembellik yapıp daha önceki kaydın linkini vereceğim.Orda tarif var...http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=rulo+pasta

Bu pastalar geçen haftalarda yapılanlar...
Bunlarda bugün yapıldılar hala dolapta bekliyorlar ama çikolatalısı sipariş...


Çileklinin içinde de bol çilek var.Çikolatalısı ise çikolatalı ganaj ve damla çikolatadan yapıldı.Farkındaysanız bunların tariflerini artık vermiyorum.Artı bu işi meslek edindeysem püf noktalarını ve yapılışlarını anlatamam.Bazen tarif istiyolar benden bunu artık beklemeyin diye kibarca vermeyi reddediyorum.Bugün sabah kitap okurken telefonum çaldı baktım okuldan arıyorlar.Aldı beni bir telaş kızımın sınıf ablası arıyor bişeymi oldu deyince yok Ayça hanım bana bir veli sizin kahvaltı etkinliğindeki salatanızın tadını çok beğenmiş tarifini istiyordu.Veremem dedim kendisine söyle sipariş alıyorum dedim sanırım o bilmeyenler grubunda daha tabii yeni yeni duyuluyor çok yakın tanıdıklarım bile var aralarında yeni öğrenen.En yakın arkadaşlarıma bile söylemiyorum tarifleri.Haksızlık olur çünkü...Geçen gün plateste kursa gideceğimi sonra burda öğrenmek isteyenlere bildiklerimi paylaşacaklarımı söyledim.Hepsi bir ağızdan yapma sakın sen sipariş alıyorsun püf noktalarını verme dediler ama o başka bu başka.Cup cake,kurabiye süsleme kursu deşarj olma güzel bir şeyler ortaya çıkarmakla ilgili,zaten gelecek olanlar yine evde ona vakit ayıramayacak olan çalışan arkadaşlarım olacak.Mayıs ayında bir hafta boşluk yaratıp ve bir kurs almak istiyorum.Sonra diğer başka kurslar.Hatta kardeşim bu gün İstanbulda çok ünlü bir pastanenin şefinin yanında bir gün kalmanı sağlayabilirim dedi tabii süper benim için bedava bilgi alıcam orda...Yoksa kurslar çok uçuk fiyatlarda birde bununla ilgili çok siteye girip çıkıyorum bazı katılanlar kurslarda püf noktalarının verilmediğini ve düzgün öğretmediklerinden bahsediyorlar.Ne kadar çok ayıp hem dünya para al sonra da bomboş gönder katılımcıları ee arkandan da konuşurlar böyle hemen onları listemden çıkardım.Ama Ayşe Yaman'ın daha önce verdiği adresler vardı,orda ciddi işlerini iyi yapanlar var belli kursiyerlerde çok memnunlar...
Böyle işte yine içimi dökmüş vaziyetteyim.Sabırla beni okuyanlara çok teşekkür ediyorum.Ben seviyorum post okumayı ve okurken sizlerden bişey bulmayı...Buarada hediyelerim geldi Medine'den sevgili Aynur ablaya(papatya şef) ben bir paket göndermiştim kurs hocam Umreye gidince oda hemen bana bir paket hazırlamış ona çok teşekkür ederim burda da bahsetmek istiyorum.Sonra resmini paylaşacağım sizinle...
Hangi tarifi versem diye düşünürken baktım arşivde bu var....


Antalya usulü kuru fasulye piyazı,birtutamkekik ve birkaselezzet hiç yabancılık çekmeyecekler Antalya'da yaşayıpta bu piyazı yemeyen yada yapmayan yoktur herhalde.Bunun çok küçük bir hikayesi var anlatmadan geçemeyeceğim.Üniversitede okurken iki sınıf arkadaşım Antalya'dan gelmişlerdi(Merih ve Bora)hala görüşürüz.Yemekhaneye indik bir gün aaa balık ve piyaz var dedim listeyi görünce nasıl sevindiler:)))bir anlam veremedim sevinçlerini...Tabağımızı uzatıp yemeklerimizi alınca bunların suratları düştü ne oldu dedim.İkiside bizim bildiğimiz piyaz böyle olmaz dediler.Piyaz Antalya'da tahinli olur demezlermi...Anlamadım dedim!!!benim için  tahin tatlı yenilen bir şey..Eşimlede daha tanışmamıştık.Bizde piyaz böyle olur dedim.Yemediler ne ogün nede başka gün...Eşimle tanışınca birgün yapmasını istedik başka arkadaşlarımla,ama beceremedi çok sulu olmuştu.Nişanlanıp Antalya'ya kayınvalidemlere gelince o orjinaline yakın yapmıştı ben çok beğenmiştim.Hatta eşimin  tahinli piyaz .....köfteci. ondan başka yerde yenilmez dediği yerde de yedim.Ben o tada çok yakın yapıyorum birebir oluyor tadı...Son zamanlarda Antalya'ya gittiğimiz zamanlarda kayınpederim bizi başka bir yere götürüyor, arkadaşlarımın bahsettikleri yerde burası köfteci Ali ama ben ilk yediğim yeri daha çok seviyorum ama  dükkanın adını unuttum.Dershanelerin arkası Antalya'lılar bilirler...İşte şimdi bu tarif sizin için geliyor.Sakın yok yemem demeyin tabularınız kırın ve mutlaka yanına ızgara köfte yapın ve afiyetle yiyin...
Antalya Usulü Tahinli Piyaz
1 su bardağı kuru fasulye akşamdan ıslatılmış ve kaynatılmış(ama sakın suyunu  dökmeyin lazım olacak)
1 tane soğan piyazlık doğranak
2 tane haşlanmış yumurta
2 tane domates
bolca maydonoz
yarım su bardağı tahin
1 tane limon suyu
2 diş dövülmüş sarımsak
2-3 yemek kaşığı sirke istenirse eklenebilir ve zeytinyağı
Tahine sarımsak,limon suyu ve sirkeyi ekleyin ve kurufasulyenin haşlama suyunu kullanarak kıvamını açın azar azar dökün çok sulu olmamalı boza kıvamında olması tercih edilir.Fasulye ve soğanıda ilave edin karıştırın isterseniz yumurtanın birini içine doğrayın ve tuz ekleyin.Servis tabağına dökün yumurta doğranmış domates ve maydonozuda üstüne dökün ve en sonda üstüne zeytinyağ gezdirin.Size ufak bir tavsiyem mutlaka ılık tüketin ve yanında Antalya'daki köftecilerde verilen tırnak pide ve ızgara köfte ama pide nerden bulucam derseniz o sizin kararınız.Umarım yapar ve severseniz.Böyle bir yöre yemeği mutlaka tadılmalı bence.Öğrendikten sonra çok kişiye yapıp sevdirdim ben belki sizde sevdirirsiniz.
Bu tarif tabiiki'' yöresel lezzetler etkinliğine ''safiye hanıma gidiyor.Onunla aramaızda çok hoş sohpetler geçiyor buara bana zaman ayırıp cevap verdiği için teşekkür ederim ona....Sevgiler


23 Nisan 2012 Pazartesi

23 Nisan Neşe Doluyor İnsan!!




Çocukluğuma dair 23 Nisandan hatırladığım en güzel söz ve stadyumdan sonra gittiğimiz fotoğraf çekimi ve sosisli sandiviç yada döner yemek.Evet çocukken annem her 23 nisanda stadyumdaki törenden sonra bizi gösteri kıyafetlerimizle kardeşimle birlikte fotoğraf çektirirti.Sonrada semtimizdeki büfede karnımızı doyururduk.Ozamanlar çocuğuz işte dışarıda çok yemek yeme fırsatımız olmazdı bayramlar seyranlar dışında hep evde yenilirdi...Bizde bu alışkanlığımızı devam ettirip kızım biraz bazı şeylerin farkına varınca onu her yıl stadyuma götürüp sonrada ya yemeğe götürürüz yada alışveriş parkına...Bu sene ilçemizde yaşanan köprü faciasından sonra 23 Nisanı stadyumda kutlamama kararı alındı...Zaten sanırım artık çocuklarda gösteriler değilde ya folklor yada şiir okuyup geçit töreniyle bayramı kutluyacaklarmış...Ankara dışında ne 19 Mayıs nede 23 Nisan satadyumda eskisi gibi gösterilerle kutlanmayacakmış.Bana çocukların elinden bayram alınmış gibi geldi...Cuma günü kızım okuldan geldiğinde bir kağıtla geldi notta bir 23 Nisan şiiri vardı.Öğretmeni Çarşamba günü okulda tören yapılacağını bu şiiri ezberletmemizi yazmış.Kendi kendime dedimki bu çocuk nasıl ezberleyecek,iki yada üç kere okuduk beraber baktım ezberledi.İnanamadım 5 yaşında ilk şiirini ezberledi.
23 Nisan
Bugün bizim günümüz.
En büyük düğünümüz
Yaşa sen 23 Nisan
Yayıldı bak ünümüz

Atatürk bize verdi
Kutlayın koruyun dedi
Yurduma değen eli
Yiğitçe yere serdi

Yüreğimdeki sevinç
Yansıdı bak bayrağa
Kalktık bak gidiyoruz
Atatürkle atağa...
İşte şiirimiz...

Geçen hafta ehliyet sınavından döndükten sonra evde dinlenme hayali kurarken eşim telefonun çaldı demişti baktım.Bu aralar benden herhafta bir çeşit isteyen bir hanım aradım kıramıyacağım tabii misafirleri için benden cheesecake istedi.Aynı gün olamayacağını dolapta beklemesi gerekyiğini söyleyince Rulo Pastaya karar verdik.Okdar çok yorgundumki cuma ve cumartesi tam 14 çeşit ikram hazırlamıştım.Ama eğer bu işe girdiysen yapmak zorundasın şehirdışında değilsen tabii...Girdim mutfağa 5 saatim vardı teslim etmeye,İlk pandispanya fırının derecesi yüzünden fazla pişti.Tepsilerimde ikramları yaptığım arkadaşımda kalmıştı.Komşumdan bir tepsi aldım ama boyut küçük iki tane yapmam gerekliydi.İki tane çikolatalı bizede aceledn çilekli bir pasta yaptım.Kızım mutfağa her gelişinde anne budamı bizim değil deyince içim biraz parçalandı anne yüreği işte o yorgunluğa rağmen onada yaptım...tarif burda var....http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=rulo+pasta




Ertesi gün çok yorgun olduğum için kahvaltıya dışarı çıkmıştık.Orda rastladım kendisine pastalar çok beğenilmiş ve bol bol yenilmiş.Çok sevindim tüm yorgunluğum uçup gitti.Birde çocuk misafirleri için bu tatlılarıda yapmıştım onlara...


Bu tatlıdan size çok bahsettim.Kalan pandispanyayı değerlendirmek ve eve hafif yaptığım bir tatlı ben uydurdum tabii.Herkezin yapabileceği bir tarif herkezin aklına gelebilir yani,adınıda diet profitrol koymuştum.
 Diet Profitrol
İlk kek fazla pişince değerlendirme fırsatı ile yaptım.Kek parçalarına bir elma rendeledim biraz ceviz,tarçın,biraz süt elinizi ıslatacak kadar ve kek kırıntılarını yoğurdum top şeklinde parçalar yaptım diğer kek kırıntılarıda 1 muz ve biraz sütle yoğurdum onuda küçük top şeklinde yaptım ve 1 paket puding yaparak üstlerine döktüm.İşte size diet profitrol.Puding yerine çikolata sos ilede oluyor..Daha önce yaptığım burda...http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=diet+profitrol
Şimdi size bu gün vereceğim tarifler.Hiç kavurarak makarna duydunuzmu.İşte burda...



Bu makarnayı bir kaç yıl önce en yakın arkadaşım İstanbulda onlarda yeni yıla girerken bize yapmıştı.Arkadaşım içine patateste koymuştu ama ben hiç yakıştıramadım o yüzden koymadım.En iyi sonuç pastavillanın kelebek makarnası ile oluyor ama bizde yarım paket başka bir makarna vardı.Diğer paketide açmak istemedim.Lezzetli oluyor içindeki soğan kremamsı bir tat veriyor.Eğer kalabalıksanız bir paketten yaparsınız ama 2-3 kişiye yarım paket kafi gelir.
Kavrularak yapılan Makarna 
2-3 tane soğan piyazlık doğranacak(soğanın miktarı doğrudur)
2 tane kırmızı biber ben çarlistonda koydum...
Yarım paket makarna(bardakla ölçün suyunu koyarken gerekli)
sıvı yağda kavurun  soğan  ve biberi ve sonra makarnayı atın rengi değişince makarnayı kaç bardak koyduysanız sıcak suyuda iki kat fazlası ile tencereye dökün,tuzunuda koyun.Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.
Umarım içinde hala çocuk yanını öldürmeyenler çocuklar kadar çoşkuyla bu bayramı hisseder ve kutlarlar...Herkeze iyi tatiller.

22 Nisan 2012 Pazar

Güzel bir akşam yemeğinin ardından...


Bizim kültürümüzde misafir ağırlamak çok önemli.Misafirlere en güzel şekilde ikramlarda bulunmak,güler yüzlü olup onlarala hoş saatler geçirmeyi barındırıyor.Ben çok önemsiyorum bana gelen insanları kendilerini evdeki gibi hissetmeleri için elimden gelenide yaparım.Mutfağada girebilirler,kendilerine çayda koyabilirler.Burda bazı arkadaşlara gidince hepsi değilde birkaçı sizi yerinizden kaldırmadan hemen biten çayı tazelemesi,su almaya kalktığınızda yok canım ben getiririm demelerle çok karşılaşıyorum.Ya mutfağa sokmak istemiyorlar yada araya resmiyet koyup size kendinizi tam bir misafir gibi hissetmenizi sağlıyorlar...Hiç sevmediğim bir durum böyle olduğu zaman kendimi rahatsız hissediyorum.Biran önce eve gelmek istiyorum.
Biz dün akşam evde çok samimi bir ortamda yemek yedik.Spor hocamın eşi ile benim eşim samimi olmadıkları halde evde bağlayıcı Durunun babası olunca konular ortak onlarda öğretmen olunca,bizim kızların eğitimi burdaki okulların durumu hatta tanıdıklarımızın çocuklarının sosyal davranışları çünkü burası küçük olunca herkez birbirini az çok tanır.Konu bir ara benim ehliyet sürücü sınavına gelince spor hocamın sınavda olacağını duyunca nasıl rahatladım.Tahmin ediyordum zaten kesin tanıdığım biri olabilir diye....
Herneyse kızlar çok eğlendiler o odadan o odaya bir oyundan diğerine geçişler yapıp,arada birde bizlere kendilerini hatırlatıp durdular:)))

Cheesecake ve diğer Öykü pastasını onlarla birlikte süsledik...Frambuazların yarısını mideye indirdiler.Her nekadar çok soğuk arka arka yemeyin dememize rağmen.Çok şirindiler...

Bu şirin kız Zeynep...Hocamızın kızı...

Buda benim cimcime...Hem benimde resmimi çek diyor hemde gülmüyor... Dün size Çoğu İzmirli olunca Ege yemeklerinde yapacağımı yazmıştım.Akşam yemeğinin baştacı Enginardı...Buzlukta geçen seneden vardı.Kabak çorbası(sonra tarifi vericem),Acem pilavı, çanak köfte,yalancı çerkez tavuğu,peynirli kırmızı biber,zeytinyağlı pazı ve salata vardı...Hafif ama doyurucu bir menüydü.Teşekkür etiler bizi şöyle bir egeye götürüp getirdin diye...Hem çocuklara hem bize masa hazırladım...Bizde ne varsa kızım onların masasında olmasını istedi,mum ve peçetelik bile koyduk.Haliyle iki masaya koşturmaktan fotoğraf çekemedim.Çektimlerim maalesef bu kadar:(((


Buda yalancı Çerkez Tavuğu.Ben bu salatayı öğrendiğimden beri çok severim nerdeyse 20 yıldır biliyorum bu salatayı,kime yaptıysamda çok sevdi.Kızım dün ilk defa yedi.Hernedense ben çok seviyorum ama demekki o bizim gibi yemek yemeye başladığından beri hiç yapmamışım.Bu gün bile kalanını öğlen yemeğinde tek başına yedi...İşte tarifi...
Yalancı Çerkez Tavuğu
2 büyük kalın tavuk göğsü  fileto(aslında kemikli olup haşlanınca daha lezzetli oluyor ama burdaki tavukçularda satılmıyor.)Haşlanacak ve didiklenecek
Yarım su bardağı kornişon turşu
Yarım bardak çekilmiş ceviz
1 su bardağı mayonez...Ben bunları göz kararı yapıyorum ama size bir ölçü vermem gerekirse makul olanı budur...Eğer tavuk çok katı olursa mayonezi biraz daha ekleyin ve maydonozla süsleyin.Ben şık olsun diye kaşıkla top şeklini verdim.Servisten önce buzdolabına koyun....
Geçengün internette gezinirken şans eseri bir blog keşfettim.Orda yayınlara bakarken işte bunu buldum ve hemen kendime uyguladım...Aylardır hamur yoğurmaktan parmağıma oje sürmemiştim...http://www.annekaz.com/2011/10/elma-tirnaklar/
Burda da yapım aşaması var...http://www.sylandsam.com/2011/10/242-tutorial-apple-nails.html
Benim tırnaklarım uzun olmadığı ve kendine sürmekte zor olduğundan   anda bu kadar güzel olmadı ama ilk denemeye göre fena değildi.Yaptıkça elin alışıyor.Kızım sabah kalkınca ve haftasonu oluncada oda istedi hatta onlara çilek bile yaptım, sonra temizlik için yardıma gelen hanımın kızınıda yaptım.Eğer bir kızınız varsa yarın 23 Nisan ona bu süsleri yapabilirsiniz...Yada kendinize kesin Gökçe http://rainbowgatherer.blogspot.com/ çok sevecek bu fikri...

 Bu benim kendime yaptığım.


Herkeze iyi haftasonları ve iyi tatiller.

21 Nisan 2012 Cumartesi

Sevdiğim Çınarlar bir bir devriliyorlar...

Bugün akşam yemeğine misafirlerim var.Hem spor hocam aynı zamanda kızımın bale hocası ve geçen posttada bahsettiğim kızımın sınıf arkadaşı Duru ve ailesi...Hem Emel hemde hocam İzmir'li olunca onlara bir Ege mutfağı ndanda yemekler hazırlıyayım dedim yaptığım yemekler yarın yayınlanacak...Bu gün arşivdekilerle yetinin artık zaten çok eskide değiller geçen haftalarda yaptıklarım ve uygun zamanı bekliyorlardı...
Başlıktada yazdığım gibi sevdiğimiz sanatçılar bizi bir bir terkediyorlar.Mekanı cennet olsun ben ve eşim çok severdik Ayten Alpman'ı ve şarkılarını hala zevkle dinleriz.Bize güzel sesiyle güzel şarkılar bıraktı artık mirası ile yetineceğiz.Misafirim olunca ve bugünde bir siparişim vardı az önce teslim ettim.Arkadaşım benden bu sıralar en çok istenilen üç renkli börekten istedi.Kendisi şu sıralar çok popüler Çaycuma'da kim bir günde yada davette yer ise isteniliyor bu börek...İşte dün pazardan geldim kızıma yiyecek bir şey hazırladım ve saat 9 ''a kadar mutfakta börek içi hazırladım (üç kat ve üç malzeme olunca el oyalıyor)bugünde misafirlerim için cheesecake ve kızımın adını verdiğim benim uydurmam bir pasta var Öykü pastası onu yaptım.Salona geçince pilim bitmişti.Kızımı uyuttum şöyle tv nin karşısına geçip biraz izleyim dedim ama ne zaman uyumuşum farkında bile değilim sonra Beyazın programının ve onun bağrışları ile uyandım ondan aldım ölüm haberini...Gece gece hüzünlendim aklıma onun söylediği en sevdiğim şarkısı geldi...Sen üzülme ben varım!!!
Çok uzatmadan tariflere geçiyorum.Çok kolay bir yemek  geçen hafta sonu yarım saatte yaptım.Çok zaman almadan evde hem lezzetli hemde pratik bir yemek keyfi...



 Mersin Tantunisi
Kişi sayısına göre Lavaş(aslında ben evde yaparım ama artık bende çalıştığımdan gerçekten vaktim yok terzi kendi söküğünü dikemez misali kebapçıdan hazır aldık.size sonra onun da tarifini veririm yaptığımda)
250 gr kıyma(biz 3 kişiyiz daha doğrusu 2.5:)))bize yetti)
2 tane domates içine 1 tane domates salatasına arzu edilirse.
2-3 tane çarliston
1 tane soğan içine 1 tane salatasına
bol maydonoz, kıvırcık salata,kimyon,sumak tuz ve yağ
Bunu etlide yapıyorum ben mutlaka bonfile alıyorum yapacaksam ama kısa sürede karar verilmiş bir yemek olunca pazar günü kasabımda kapalı:(((
Lavaşlar hazır...İçimizi hazırlıyalım Soğan kavrulur ,kıyma,biber,domates (isteğe bağlı)sırayla  kavrulur    mutlaka kimyon koyun içine ve bir kenarda dursun...Soğan,maydonoz yada soğan sumaktan oluşan salata içleri hazırlayın ortaya koyun ,domates dilimleyin birde mutlaka küçük biber turşuları...herkezin önüne lavaşları koyun harçlarda önünüzde herkez kendi tantunisini yapsın...Daha zevkli oluyor...Afiyet olsun...Benden bu kadar daha mutfakta çok işim var....
Bu tarifim''yöresel lezzetler etkinliğine''  Safiye hanıma gidiyor.Arkadaşıma kolaylıklar dilerim.Çok değişik yemek tarifleri görüyorum...Burdan bakınız.http://safiyeile.blogspot.com/

19 Nisan 2012 Perşembe

Yağmur,Çamur ve Soğuk....



Aman Allahım oneydi nasıl öyle gökten çamur yağdı....Haberlerden takip ettiğim kadarıyla tüm yurtta İstanbul,Ankara,Antalya'da daha sert olmak üzere yağmur ve fırtına varmış.Dün benim balkonda Ayşe(sıklamen çiçeğim)merak edenler burdan bakabilir.http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=d%C3%BCnya+kad%C4%B1nlar+g%C3%BCn%C3%BC bir baktım ki yerlerde geziyor.Sokakta ne varsa bizim bahçede...Camları bile kapattım hava sıcak olmasına rağmen ama öyle bir toz geliyordu ki...Pazar günü yardımcım gelmişti hem evi pırıl pırıl yaptı bide sağolsun camları ayna gibi yapıp gitti.O günde yağdı yağmur burda ama bu kadar şiddetli değil.Hem bana söyledi silmeseydik keşke diye...Camlar anlayacağınız felaket baktıkça üzülüyorum.Cumartesi silmeyi düşünüyorum,yoksa baktıkça moralim daha çok bozulacak.Bir kaç gündür tişörtlerle sokaktaydık şimdi nerdeyse montu tekrar giyeceğiz.Neler oluyor bu havalara....Ama ne olsun bizim ettiklerimiz bunlar...Çaya,suya denize atarsın çöpleri sonra bir bakarsın dalga olmuş,taşma olmuş o attığın çöplerin herbiri sana iade edilmiş:(((Aynı gökyüzüde böyle işte dün yaşadığımız durumda  sen ne gönderdiysen,ne kadar kirlettiysen havayı sana bir şekilde böyle çamur püskürtür işte...Ya orta okulda komposizyon yarışmalarına katıldığımı daha önce yazmıştım kaç yıl oldu ozaman diliyoduk şu çevre kirliliğine son verilsin,fabrikalar daha dikkatli olsun,bu kadar ağaç yok edilmisin,denizler kirletilmesin diye haykırıyordum ozaman..Hiç bir şey değişmedi yıl 2012 ileriye gideceğine daha mı geriye gidiyoruz...Ne kadar umursamaz bir toplum olduk böyle hele gençlik...Ayyy açtım ağzımı gene çok uzatmamam lazım acele yazıp çıkmam gerekiyor.
Kızım bir kaç gündür anne domates çorbası yaparmısın diye tutturdu.Baleden sonra kızım arkadaşına gidiyor bende orda spora devam ediyorum...İşte bizim cimcime Durunun annesi sevgili Emel bu çorbayı yapınca onunda aklına gelmiş benden istedi.Gerçi benim ne kadarda kızım orda az ye olurmu evde de yemek yiyeceğini unutma diye serzenişlerim oluyor ama yinede sevdiği bir şey olunca dayanamıyor.Ben bunu akşam yemeğindeki iştahından anlıyorum.Bazen o gelecek diye pizza alıyorlarmış,babası erken çıktığında onu salondan alıyor ve gidemiyor arkadaşına tabii bir üzüntü ama pizza yiyecektim...Ya ben bu ara sebze sebze diye çırpınınca haliyle kızda yaramaz şeyler istiyor.İşte bu yüzden dışarı çıkıp ona pizza alıcam yoksa ben akşama tonlu salata yiyeceğim nerde hergün aerobik yapıyoruz hocamız biraz vücudu şoka uğratalım diyor...İşte eşimde seyahate gidince Öykü'ye gün doğdu...Dün akşam yaptığım domates çorbasının tarifine geçmeden önce hala 9 kişiye ulaşılamadı buda hala vahim bir durum...


Domates Çorbası
5 büyük domates rendesi(benim hala evde buluna yazdan kalan koservem ama son kavonozdu gerçi artık havalarda ısındı)Eğer hala domateslerin tadını beğenmiyorsanız mutlaka konserve domates alın...
2 kaşık un
1 kaşık tereyağ,1 kaşık zeytinyağ
1 yemek kaşığı salça,tuz
yarım bardak süt
yeterince su
Eğer domatesi çiğden yapacaksanız mutlaka rendeledikten sonra az yağda soteleyin.Aksi halde kavrulmuş unun içine atılınca topok topak bir görüntü oluyor ve yeterince pişmiyor.Yağda unu kavurun kokusu çıkınca domatesleri ilave edin birlikte bir karıştırın  ve ben bu noktada el blendırla biraz karıştırıyorum,salçayıda katın ve birlikte biraz kaynamalırını bekleyin ve önce sütü dökün sonrada azar azar su ilave edin.Hemen suyu boca edersiniz ya çok koyu yada çok sulu olur.İstediğiniz miktarı kendiniz belirleyin.Kaynadıktan sonra tuzunu ilave edin.Ateşi kapatın çorbanız hazır.Biz üstüne kaşarpeyniri rendesi ile seviyoruz birde kurutulmuş ekmek ama benim kalmamıştı aslında bu ara yapmak lazım hazır evde ekmek birikti...
 Bu çorba tarifi İlk defa katılacağım çorbalar etkinliğine gönderiyorum.Neyran'ınhttp://yasamladans.blogspot.com/ve bloğunun adıda PİTİ PİTİ nin  düzenlediği bir etkinlik bu arkadaşıma kolaylıklar dilerim.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Tariflerimde biriktirdiğim dostlarım gibi birikti...


Dün kendime bir iyilik yapıp arka arkaya iki film izledim evde tabii....Nedense hava güzel ama canım hiç dışarı çıkmak istemiyor.Haftasonu o kadar yorulmuşum ki her yerim tutuk birde bahar yorgunluğu duble halsizim yani.Ne zamandır izlemek için sabırsazlandığım bir film vardı.Geçen sene kızım baleye başlayınca salonda çalan müzikler beni dahil herkezi mest etmişti.Hocamıza sorunca bir film müziği olduğunu filminde AMELİE olduğunu söylemiş benimde kafamda jetonlar düşmüştü.Burda bulunan cd aldığımız dükkanda filmi görmüş uygun bir zamanda almayı planlıyordum.Kızımla izlemem mümkün değildi,haftasonu gecede eşimin yorgunluğu nedeniyle hep ertelemiştim.Geçen yıl kızım okula gitmiyordu e evdeki tv ve dvd de ona zimmetli olunca bize beklemek kaldı.Hocamızla muhabettimiz artınca yani bende spora başlayınca o filmin cd sinide hemde filmini verebileceğini söylemişti.Geçen yıldan beri müzik cd sini zaten gösteriye hazırlanırken kızım çalıştığından evde çalışıyorduk hatta bir çok kişi benden de kopyasını almıştı.E ee filmide aldık eve uygun bir zaman maalesef gelmedi.Bir dergi okuyorum en etkilendiğin film diyorlar ünlü birine AMELİE diyor başka bir zaman gazetede  bir sanatçı en beğendiğim film müziği  AMELİE diyor.Çok reklamda bir çok program(hatta şuan vahe kılıçarslanın sunduğu bir yemek programında) jingelende çalıyor.Yanii artık her yerden film beni izle beni izle der gibi...Geçen hafta bir gece eşimle hadi izleyelim dedik koyduk fakat bizim dvd çok hassas olunca en küçük bir çizgide bile  çalışmıyor. Dükkana gittim bana bu filmi yavaş ve tekrar çekmesini istedim.Film çekilmiş uygun ortam ayarlanmıştı dün kahvaltıdan sonra geçtim karşısına ve büyülendim.Ben Fransız filmlerini hiççç sevmem anlatımını,görselliğini,kurgusunu hatta fransızca diksiyonu.Çoğu zaman İstanbul'da yaşarken sinemadan yarısında  çıkar ödüllü filmlerde bile tercih etmezdim. Ama bu filmi çok beğendim kesinlikle çok beğendim.AMELİE nin iyi kalbini,çocukluğunu,yalnızlığını ve yardımseverliğini o müziklerle bir olmuş ki size anlatamam.Eğer sizin içinizde de bir merak uyandırdıysa hala izlemediyseniz mutlaka izleyin....Ama çocuğunuz olmadan yanınızda...Hatta yalnız izleyin ...İşte bu film....

http://www.youtube.com/watch?v=H2-1u8xvk54&feature=related
Buda en sevdiğim müziklerinden hatta geçen yıl bu müzikte kızım ve arkadaşları harika bir iş çıkardılar.

Benim cimcimem ortadaki arkada olan...
Tabii bu bana yetmedi ,izlediğim ama bu nasıl bir Türk filmi(çünkü okadar standartların üzerinde düşünülmüş) olabilir dediğim ve filmin sonunda hüngür ağladığım İNCİR REÇELİ nide izlemek istedim.Eğer bu filmide izlemediyseniz şiddettle tavsiye ederim.


Şimdi size iki filmde beni etkileyen iki cümleyi söyleyip tariflerime geçicem...
AMELİE tesadüfen evinin banyosunda çocukken birinin sakladığı bir eski kutu bulur uzun uğraşmalar sonucunda sahibi 50 yaşında olan adama ulaşır.Barda otururken kutunun onun(AMELİE) getirdiğini bilmezken AMELİE derki...''Çocukken zaman çok yavaş geçer ve sonra bir gün 5o yaşına gelmişsindir.Çocukluğun küçük tozlu bir kutuya sığmıştır''(Kutuyu açtığında adam eskiye gidip neler neler hatırladı)
İncir Reçelinde ise....Duygu(filmin başrol oyuncusu) sevgilisine derki''İnsanları arabanın camındaki yağmur damlalarına benzetiyorum,damlalar birleşip suya karışıyorlar.İnsanlar ÇOK SAVURGAN bir gün şöförün camı açabileceğini hiç düşünmüyorlar''Üstünde durup düşünmeli , hayatımızın  her anına katmamız gereken bir söz bence...

Geçen haftalarda keyifsiz şeyler yaşadık(köprü faciası)sonrası benim sınavım,siparişlerim derken yaptıklarım birikti daha eskiler arşivde kaldı...Yine bir Ayça klasiği olacak ama 2-3 tarif verip hem etkinliklere göndericem hem de sizlerle paylaşacağım.
Bizim evde pek yemek atılmaz ona çok dikkat ediyorum.Ama eğer çok da atılacaksa çöpün oraya koyup sokak hayvanlarına veriyorum.Ya az yapıyorum ya ertesi gün öğlen tüketiyorum yada böyle değerlendiriyorum.Kalmış bulgur pilavının içine evde salatalarım için yaptığım kırmızı lahana turşusu,biraz yeşillik ve 1 tane taze soğanla size harika bir kısır.İçine azıcıkta nar ekşisi koydum benim harika bir öğlen yemeğim oldu sizede bir fikir...






Bir yemek dergisinde bir mutfak gereçlerinin reklamında bu kekin tarifini gördüm ve 2 hafta önce pazar günü kurstan gelince yaptık akşamda afiyetle yedik.









Elmalı Muffin
3 yumurta
1.5 su bardağı şeker
2.5 su bardağı un
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
1 yemek kaşığı tarçın
1 pk kabartma tozu
vişne reçeli taneleri
3 tane elma(elmalar soyulup ortası bıçakla oyulacakki içine vişne taneleri koyulabilesin ve elmalar daire şeklinde kesilecek),1 portakal
Ben her zamanki gibi tarifi kendime göre uyarladım.Kekin yarısını portakal kabuğu rendesi ile tatlandırıp portakalla üstüne dilimler koydum.
Yumurta şeker çırpılır elma ve vişne reçeli hariç diğer malzemeler karıştırılıp çırpılır(ben bir elmada rendeledim içine azıcıkta ceviz koydum.)Kekin yarısını dediğim gipi portakallı yapıp muffin kalıplarına üstten 2 parmak kalacak kadar kek boşaltın(taşmaya karşı)üstlerine portakal dilimlerini ve ortalarınada damla çikolata koydum.Orjinal tarifte muffinler hazırlanınca ortası boş olan ve daire şeklinde elmaların ortaları boşaltılınca dikkatli ve orta kalınlıkta kesin.Muffinlerin üstüne yerleştirin.Ortalarına vişne tanelerini koyuyoruz(ama hiçde beklenen olmuyor fırına girmeden kırmızı kırmızı duruyorlardı ama pişince kayboldular bende pişince görüntü için çilek dilimleri ile süsledim:))))
Kızgın fırında 175 derecede 20 dakika pişiriyoruz.BU KADAR ...
Hani geçenlerde çiçek poğaça yapmıştım,içi kıymalı mutfak incisinde(Emine ablada)karnıbaharlı-kıymalısını görmüştüm kesin deneyeceğim demiştim ona geçtiğimiz günlerde denedim.Sonuç mükemmel hiçde içinde karnıbahar varmış gibi değil ama varda...bir farklı dehşet lezzetli hemde sıcakken bizim akşam yemeğimiz oldu yanında da ayran harika bir menü...
http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?q=%C3%A7i%C3%A7ek+po%C4%9Fa%C3%A7a
Burda tarifim var...İçinde karnıbahar yemeği yaparken azıcık ayırıp elimle küçülttüğüm karnıbahar ve soğanla kavrulmuş kıyma var  otariften bunu ayıran özellik...Geçen yorumlarda herkez buna ekmek gözü ile bakmıştı ama içi dolu arkadaşlar!!!

Karnıbaharlı Çiçek Poğaça



Unutmadan bu iki tarifimde Çay Kahve Bahane etkinliğine ev sahipliği yapan PaŞa Soframa ve 74.Hafta Porselen Demlik Çay Saati etkinliğine ev sahipliği yapan Pastaeline gidiyor her iki arkadaşıma kolaylıklar dilerim.
Benden bu kadar arkadaşlar....Umarım beğenirsiniz.Evinizde bolluk bereket olsun mutluluk ve sağlık sizinle olsun.Sevgilerimle...