31 Mart 2012 Cumartesi

HAFTASONU....

Herkeze merhaba sevgili arkadaşlarım.Ben yine çalışmaktayım arada bulduğum bir zamanda size bu kaydı yazıp arşive bıraktım...Siparişler kermes derken bir koşuşturma geldi geçti...Yaptıklarımın beğenilmesi benim bu yorgunluğumda en büyük ödül...Bu hafta içi bir ortak arkadaşımdan telefonumu alıp benden üç renkli yufka böreğimden istemiş olan bir öğretmen hanım,zaten gördüğünde vvovv diyerek tepsiyi elimden almıştı ve yine başka bir ortak arkadaşımıza böreği çok beğendiklerini belirtmiş...Bu işe girerken zaten tek düşüncem yaptıklarımın tadının konuşulmasıydı umarımda sağlığım yerinde olduğu sürece ilerlemek istediğim yola doğru yavaş ama sağlam adımlarla giderim...Haftasonu benim için koşuşturma ile geçti.Ben bu hafta birşey yaptım.Hiç tanımadığım ve ne zaman tanıyacağımı bilmeden Aynur ablaya (papatya şef)verilmek üzre bir küçük paket hazırladım. Ehliyet kursunda  motor dersi veren hocamın Umre'ye gideceğini öğrenince en kısa zamanda  evde ne varsa koydum pakete umarım beni yanlış anlamaz ve işine yarar gönderdiklerim.Geçen cumartesi havanın güzelliği ile sevinmiş kızımla kendimizi çarşılara atmıştık..Gerçi bu gezme bana pahalıya patladı ama...hem yemek ısmarladık hanıma hemde yeni baharlık ciciler aldık...Eve akşamüstü vardık akşamdan ne yapacağıma karar verdiğimden hazırlıklarım tamamdı.Eşim ve kızımın sevdiği bir yemek olan LAZANYA ve manavda görüp dayanamadığım taze bakladan ZEYTİNYAĞLI BAKLA annem çok sever ve eşimde 2-3 yıldır evimizde piştiğinden bu yemek evde  oda alıştı ve sevdi..Çok çabuk ikisinide hazırlayıp akşam yemeğine yetiştirdim.Gerçi eşim hadi artık pişmedimi bu yemekler diye biraz sitem etti ama ne yapayım bakla suyunu çok geç çekti...Lazanyanın tarifleri kutuların üstünde yazılı ama ben size benim yaptığım usulde anlatacağım....İşte tarifi!

LAZANYA
yarım paket Lazanya
200-250 gr kıyma
1 büyük soğan
2 tane domates
2-3 tane sivri biber(tatlı)
10 tane mantar
karabiber,tuz.kırmızı toz biber,zeytinyağ
Başamel Sosu
3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı tereyağ
3 su bardağı süt.tuz,
1 su bardağı kaşar peyniri(başamel sos lazanyada daha sulu olması gerekir ve tabiikide çok.Çünkü hem arasına hemde üstüne döşenecek kuru olan makarnaları ıslatacak olmalı)Bu yüzden siz fırın kabınıza ve yaptığınız ölçüye göre çoğaltabilirsiniz...

Artık Lazanyalar haşlanmadan yapılabiliyor.Ama ben  ve eşim o eski kalın olanları çok seviyorduk.Eşim ne zaman şehir dışına çıksa baktırıyorum marketlere ama nafile artık sanırım üretilmiyor.
Kıymalı harcı hazırlamakla başladım ilk önce işe;soğanı ve sırasıyla diğer tüm malzemeleri kavurup bir kenarda beklettim.Başamel içinde önce unu ve yağı kavurup azar azar sütü ilave ettim,en sonunda da tuzunu...Orta büyüklükteki bir borcama yağ sürdüm ve lazanyaları yan yana dizdim,üstlerine  az başamel sos gezdirdim (sadece lazanyaları ıslatmak için)ve kıymalı harçtan döktüm...Lazanyalar bitene kadar tekrar ettim.En üstede kalan başamaeli döktüm ve kaşarpeyniri rendesi...kızgın fırında 200 derece yaklaşık 15-20 dakikada pişti ama fırının en üstüne koymayın birden peynir yanmasın...Kolaymış değilmi! Ama çok bulaşık çıkartıyor bu yemek ben o konuda müzdaripim...
Şimdi gelelim pişerken aklımızı alan Bakla yemeğine...İtiraf ediyorum çocukken ve genç kızlığımda pek sevmezdim ilk pişirildiğinde azıcık tabağıma alır...Ertesi gün yüzüne bakmazdım ama şimdi dolapta dinlenince de yiyorum:)))ne yapalım sağlıklı beslenmek için zeytinyağlı ve sebze yememiz şart...Pastalarını yaptığım cafenin eski şefinin aklıma gelen bir cümlesi var Valla ne yapayım Ayça hanım eğer 2 günde bir et yemezsem kendimi yaşıyor hissetmiyorum.Üstelik bunu söyleyen bir egeli eşimin memleketlisi çıkmıştı Fethiyeden gelmişti.Bana ilk Çaycuma'ya gelince nerde balık yerim nerde buranın geleneksel yemeklerini yerim dedi elimden geleni tarif ettim ama ona bir akşam yemeği sözüm vardı karalahana-mancar(Çaycuma'da yapraklı herşeye mancar derler,buraya ilk geldiğim yıllarda pazardan alışveriş yaparken teyzelerin bütün yeşil yapraklı sebzeleri gösterip kızım istermisin mancar deyince şaşırıp kalırdım hadi karalahana ya diyorsunuzda beyaz lahanaya niye diyosunuz 40 yıllık pazıya da ıspanağa da derler alışana kadar zaman geçti)dolması yapıp yedirecektim kısmet olmadı...Gitti memlekete...Ay nasıl uzatmışım  yine...tarif geldi işte burda...


Zeytinyağlı Bakla
1 kilo bakla
2 büyük soğan
1 demet dereotu
2bardak su(baklalar çok su bıraktı oyüzden siz 1BARDAK koyun derim ben...
yarım çay bardağı şeker(dediğim gibi biz şekerli seviyoruz azaltayım dedim ilk yaptım baktım tadına yok ağız tadımıza uymuyor biraz daha ekledim oda işte çay bardağı yarısı kadar oldu bu arada ilk pişirişim hep annem bize geldiğinde yapardı artık dedim bu yemeğide yapmayı bileyim)
1 tatlı kaşığı tuz ve zeytinyağ
Ben ayıklanmış baklaları ve diğer tüm malzemeleri düdüklü tencerede yarım saat pişirdim...Ve üstüne sarımsaklı yoğurtla servis ettim...
Bakla şimdi bu hafta pazarda artık yerini alacak bitene kadar yemeli ve pişirmeliyiz...Eğer kendimiz pişirip yemez isek nasıl çocuklarımızdan yemelerini bekliyebilirizki.Şuan kızım sadece tadına baktı anne yemem dedi..Hiç ısrar etmiyorum ters tepki yaratır biliyorum kendimden rahmetli babam karnıbahar için kızım ye şöyle güzel böyle güzel dedikçe inadıma  21 yaşıma kadar yemeğini yemedim.Şimdi her hafta pişiriyorum.Seval abla (Sevalce Lezzetler)kızına karnıbaharı sevdirdiğin için tebrik ederim demiş...Çünkü hep pişirdim sabırla ve yedik gözünün önünde çocuk ister istemez anne-babayı rol model alıyor tadına baktı okulda da pişti bu yemek hiç ısrar etmeden yedi hemde ne yemek bazen ikinci defa istediği oluyor...
İşte böyle arkadaşlar...Aslında size biraz da Çaycuma'da bakla nasıl pişiyor diye bahsetmek istiyorum...Buranın halkı bahçesinde ki baklayı iyice büyütüyor artık o iç oluyor bir parmak yarısı kadar. ona( eşşek baklası) diyorlar ve haşlayıp bir tabağa koyuyorlar ellerine bir tane alıp kabuğunu soyup yiyorlar...Kimilerinize ilginç gelebilir ama burda bu şekilde yeniliyor.Pazarın manav kısımlarında dışarıdan gelen halk için bu taze bakla satılır...Ahhh ben 9 yıldır burda yaşıyorum bir kaç yıldır kereviz,brokoli,enginar,bürüksel lahanası pazarda satılıyor.İlk geldiğim yıllarda manavda yine bizim gibi dışarıdan gelenlerin talepleriyle satılırdı onlarda ya kart olurlardı yada çok pahalı...Buranın dışarıdan aldığı göç fazla oluca eee haliyle arz-talep meselesi pazardaki esnafta bu sebzeleri satar oldu..Ama hala pazarda alışveriş ederken yanıma yaklaşan bir teyzenin satıcıya kerevizi gösterek bu nedirki oğlum demesine yada brokoliyi gösterip kızım bunu nasıl pişiririz demesine şahit oluyorum..Çünkü bunlara çok uzaklar evlerinde hiç pişmemiş ki annelerinden hiç görmemeişler haklı olarak şimdi tv lerde çıkan sağlıklı yaşam uzmanları bu sebzeleri gösterdikçe merak ediyorlar ama cesaret edipte alıp pişiremiyorlar...Yokmu bilen hiç orta yaşlı yada benim yaşlarımda kişiler var...Ama onlarda mutlaka bizim gibi dışarıdan gelen bir komşusu sayesinde tatmış sevmiş...Çok yakın sevdiğim bir ablam var annem yaşında brokoliyi alıp sık sık yaparak ev halkına sevdirdi...Ben de ilk geldiğimde  yoğurtlu brokoliyi ondan öğrendim evlenmeden önce babam bir keresinde kızım bunu karnıbahar gibi pişir demişti pişirdim aman o evdeki koku beni ve tüm halkı bu sebzeden uzaklaştırmıştı sadece babam yemiş ve bir daha almamıştı...Burda yaşarken komşum ben şöyle pişiriyorum deyip alıp(mantarlı ve mısırlı salatası)yapıyorum deyince ikinci denememde bizde sevdik...Hiçbirimiz bu sebzeleri çocukluğumuzda zaten bilmezdik ama eğer şimdi varsa sık sık yapmak gerekli yoksa sebzeyi sevmeyen hazır gıdalarla ve özellikle fast-foodla beslenen bir toplum olmaya doğru gideceğiz...Bir tv reklamında sonrada yemek dergisinde gördüğüm çok sevdiğim bir reklam var  bir çocuk mutfakta kurufasulye pilav yiyor kilosu da gayet normal,sonra başka bir mutfak ve bir çocuk oda hamburger yiyor oldukça kilolu hatta obez...İyi düşünülmüş ders çıkarılacak bir reklam ama sık sık tekrarlanmalı...Şimdilik benden bu kadar sevgiyle kalın ve sebze ile kalın...

29 Mart 2012 Perşembe

Eski tarifler çok değerli...

Birkaç arkadaşımda görünce işte bu tarif 25 yıllık bu tarifi çok eski bir yemek tarifinden yaptım,ve en son da  bu tarif annemin klasik kurabiye tarifi denince aklıma benimde çok eskiden severek yediğim ananemin ve onun kız kardeşinin  teyzemin kabak yemeği pişince hemen kabuklarınından yapılan  MANCİNİKOS  yemeği aklıma geldi. Daha çok kahvaltılarda veya akşam ikindilerinde çayın yanında yaptıkları hamur işlerinin yanında yerdik.Çoktandır da yapmamış ve yememiştim.Madem sağlıklıklı yemek yemekten sebzelerden bahsediyorum...İşte bu güzel bir örnek olsun istedim...

ortadaki ananem sağındaki kızkardeşi
Benim ananem Selanik göçmeni bir ailenin çocuğuydu.Ama babasının işi nedeniyle Edirne'li oldukları halde Kırklareli-Vize'de doğmuş.Ailesi çok zengin ve okumuş görgülü insanlarmış  o zamanlar doğuda erkeklerle göz göze gelemez iken onlar kalabalık bir gençlik grupları ile bisikletlerle Karaağaç-Edirnede bisiklet turu yaparlarmış.Kendisi de o devirde nerde kız çocuklarının okutulması söz konusu bile değilken (1940 lı yıllarda)liseyi bitirmiş.Biliyosunuzdur o zamanlar lise okumak üniversite okumakla eş değermiş.Yıllarca köylerde öğretmenlik yapmış.Nişanlanmış dışişleri görevlisi biri ile( o anlatırken ateşe derdi )hem Fransızca kurslara gitmiş hemde  akşam sanat okuluna devam etmiş.Evlenince çok misafir ağırlıyacakları için nişanlısı değişik yemekler öğrenmesi için akşam sanat okuluna gitmesini istemiş  aslında o düz liseye gitmeyi arzuluyormuş çokda başarılı olup üniversiyetide okurmuş.Ama nişanlısından ayrılmış...Kırık bir aşk öyküsü içinde ukte kalan bir üniversite hemde çok sevdiği biriyle evlenenemek...Teyzeminde böyle bir kırık üstelik sonu acı biten bir aşk öyküsü vardı ama hiç bahsetmezdi...İşte ananem o yıllarda hem okuldaki yemek bilgilerinden hemde Edirne'de yaşamanın avantajları ile çok büyük bir yemek arşivine sahipti...Onların komşuları Fransızlar,Ermeniler,Rumlar imiş...Ve bu yemekte bir Rum yemeği zaten adından anlaşıldığı gibi  o zamanlar nerde şimdiki bolluk arka arkaya savaşlar ve kıtlık.İşte kabukların bile değerlendirildiği o devirden kalan eski ama bir okadar da değerli bir yemek...
                                            buda bahsettiğim gezilerden
                                                           bir kare en
                                                            sağdakiler
                                           ananem ve benim yakışıklı dedem....
                                               burda da ananem-dedem
                                                   ananemin kardeşi ve
                                                 iki dayım ve annemin
                                                        küçüklükleri

Şimdi size şu eski yemeğin tarifini vereyim.
MANCİNİKOS
1 kilo kabağın kabukları(dolma yaparken kabukları ile yaptım)
yarım limon
1 bardak su
2-3 yemek kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
3-4 kaşık zeytinyağ
isteğe bağlı dereotu
Kabukları ve diğer tüm malzemeyi küçük bir tencereye koyun ve kaynatın suyunu çekip yağı kalana kadar pişirin ve kahvaltılarda size sağlıklı bir sebze çeşidi...
İşte benim buaralar yediklerime dikkat ettiğimden bol yeşillikli kahvaltı sofram...ve MANCİNİKOS

Belki ön yargı ile yaklaşıcaksınız kabuktan da yemek olurmu diye ama işte oluyor vede gayet lezzetli oluyor...Ben birde dolmalık biberlerin saplarından hani o çöpe attığınız yerlerinden bir yemek yapıyorum size tadının nasıl olduğunu anlatamam ama özellikle yazın olmalı...Fırsat olursa yaptığımda paylaşırım...
Bu yemeğin tarifini sevgili Safiye arkadaşıma gönderiyorum.Kendisi ''Yöresel Yemekler Etkinliği'' düzenlemiş çokda iyi etmiş...http://safiyeile.blogspot.com/

28 Mart 2012 Çarşamba

Artık Güneşten Umudumu Kestim!

Oysaki cumartesi günü kızımla çarşıdan eve gelirken ağaçlarda bahar dallarını görüp çok sevinmiştim.Acaba YALANCI BAHARMIYDI???
Herkeze MERHABA....Ben bu havalar yüzünden karamsarım...Kapkara bir hava üstelik soğuk,güneş yine bize göz kırptı gitti sanırım...Cuma günü kızımın okulunun kermesi var...Yaptıklarımızı yağmurda nasıl götürücez bakalım,o havada da istediğimiz satışı yapabilecekmiyiz...Çok para lazım çok....Ben hem revani hemde mercimekli köfte yapıcam dedim ama içim rahat etmiyor yetiştirebilirsem de kekde yapmak istiyorum.Benim kızım daha anaokulunda olduğu için benim destek vereceğim ilk kermes.Arkadaşlarım çocuklarının kermeslerinde çalışır dururlardı bende onlara yaptıklarını almakla destek olurdum...Şimdi çalışma sırası bizde...Bugün çok uzatmayacağım.Dışarıda çok işlerim var.Arkadaşlarıma bıraktığım yorumlarda da söylediğim gibi ben bu ara yediklerime çok dikkat edip arkadaşlarımın yaptıkları aman şu kurabiye aman şu kek demelere ara verip bu hafta sadece salata ve zeytinyağlı yemek yapıyor ve yiyorum.Zaten çoğunlukla böyle besleniyoruz ama arada kaçamaklar oluyor tabii.İşte şimdi kızımın favorisi KARNIBAHAR SALATASI...

Daha önce bu salatadan bahsetmiş ama görüntüsünü koymadığımı farkettim.Tam bir kurtarıcı hem sağlıklı hem lezzetli.Artık bulmakta da zorlanacağımız bir sebze ben bitene kadar alıcam evde bunun canavarı var eğer yapmassam üzülüyor.
KARNIBAHAR SALATASI
Yiyecebileceğiniz kadar karnıbaharı çiçeklere bölerek suda haşlayın
yoğurt,çok az mayonez,kornişon turşu,dereotu ve tuz
işte bu kadar!!!hepsini karıştırın afiyetle yiyin...Bu günde brokoli olanından var menüde...
Üç haftadır pazardan KABAK alıyorum artık çok olmasada istediğim tada geldi...İlk hafta bildiğiniz üzere mücver yapıp paylaşmıştım iki haftadır da dolmasını yapıyorum...Ama kızımın tek sevmediği sebze olduğu için sadece içini yemekte...Bende kırmızı biber bulursam onun içinde bir-iki tane dolduruyorum...Bu haftada pazartesi klasik dolma günümü aksatmadan tekrar pişirdim.


Kabak ve Kırmızı Biber Dolması
1 kilo kabak bir iki tane kırmızı biber
250 gr kıyma
1 su bardağı pirinç
2 tane orta boy soğan yemeklik doğranacak
2 kaşık domates salçası 1 kaşık biber salçası
bol nane, karabiber ,tuz ve zeytinyağ
İç harcı karıştırıp yoğurun ve pirinçlerin şişmesi için bir süre bekleyin.Kabakların kabuklarını soyup ikiye bölüp içini alın,kırmızı biberlerinde içini temizleyin ve ikiye bölün.İç harcı içlerine dikkatli doldurun.Tencereye dizin (kırmızı biberler daha geç piştiği için tencerenin mutlaka altında olsun kabaklar üsttede pişiyor)Yeterince su,yağ koyup kısık ateşte pişirin.Afiyet olsun...Herkeze bol sebzeli günler diliyorum...Umarım en kısa zamanda güneş hepimizin evinin içine doğar...

26 Mart 2012 Pazartesi

etkinlikler,yarışmalar,hayatın küçük telaşları

Zamanım olmasada arkadaşımın yarışmasını duyurmak istedim....Siparişim var akşam yemeği derken mutfaktayım anlayacağınız....Sevgiler
SELEN CAKE TURKİSH CUİZİNE   nin düzenlediği yarışma....umarım kazanırım...Arkadaşıma kolay gelsin...


IKINCI CEKILISIMIZ BASLIYOR. TAM 101 PARCALIK HARIKA BIR KURABIYE SETI KAZANMAK ISTERSENIZ...
IKINCI CEKILISIMIZ BASLIYOR. HARIKA BIR KURABIYE KALIP SETI TAM 101 PARCALIK BU SETI KAZANMAK ICIN YAPMANIZ GEREKEN TEK SEY;

-FACEBOOK SAYFAMI BEGENMEK (FACEBOOK PROFILI OLMAYIP BLOGU OLANLARIN DA BLOGUMU IZLEMEYE ALMASI)

-CEKILISI KENDI FACEBOOK YA DA BLOGUNUZDA DUYURMANIZ
-BEGENIP DUYURDUKTAN SONRA BU GONDERININ ALTINA , BEGENDIM VE PAYLASTIM DIYE YORUM BIRAKMAK.
(SADECE SAYFAYI BEGENIP PROFILINDE PAYLASMAYANLARI LISTEDEN SILIYORUM. LUTFEN HERKESIN HAKKINA RIAYET EDELIM.)
CEKILISIMIZ 30 NISAN'A KADARDIR.

25 Mart 2012 Pazar

Nasıl Hafta Sonu Anlamadım

                                                     Bu sabunları kızımın
                                                                ay sonu
                                                           yapılacak olan
                                                           kermesi için
                                                    yaptım ama bu hafta sonu daha
                                                         çok yapmam gerekli.
Saatler günler haftalar ne kadar hızla değişiyor.Bu hafta hastalıklar siparişler derken Pazar günü oldu bile.Bu hafta tek bir kayıtla haftayı kapatmak istemedim. İki gün kursa git çıktıktan sonnra havalarda çok güzel bu aralar maşallah eve gelemiyoruz dışarıdan.Gelincede evde yemek yapma telaşı,sabhtan dağılan evi topla bu günde komşumun annesinin 7 si Duası okundu nasıl 7 gün oldu günler öyle çabuk akıp gidiyor ki hayatımızı gereği gibi yaşıyormuyuz öylesine mi nefes alıyoruz bir koşturmaca bir telaş...Bu gün derste konular zorlaşmaya başladı.Allah yardımcım olsun bakalım fırsat buldukça test çözüyorum. Konular biriktikçe işin içinden çıkamazsam ve sınavda başarısız olmaktan çok korkuyorum.Ayy şu kursu bir bitirsem bir ehliyetimi alsam ne kadar mutlu olucam...Eğer ilk girmemde alırsam ehliyeti  arabadan bir pasta yapıp götürücem kursa söz verdim...Motor dersinden korkuyordum ama başlangıç kolay geldi bana bir de hocası güzel anlatıyor kitaptan özet çıkarmış bize dağıttı ve sürekli anlattıklarını tekrarlıyor bize soruyor.Ama trafik şimdi benim kabusum oldu !!!testlerde fena değilim ama ilerde ne olur bilmem...
Bu aralar hastalıktan çok bloğumla ilgilenemedim paylaşmam gereken okadar çok tarif varki tarifleri çok biriktirmek istemiyorum o yüzden de arkadaşlar tek tarifle yayın yaparken ben Allah ne verdiyse yayınlıyorum.Eğer hergün yayın yapsam tek tarifi verip geçerim ama hergün yazı yayınlıyamam mümkün değil tek tarifte veremem zaten şuan için bile çok biriktiler.Bu yüzden 2-3 tarif verip arşivimide eritiyorum...Üstüne üstlük sizlerden,arkadaşlarımdan,dergilerden ve başka bloglardan hergün yeni bir şeyler öğreniyorum.Bu tarifleri biriktirmeden paylaşmak gerek.Pazartesi günümün  olduğundan   bahsetmiştim salata  yapma sırası bendeydi benden İran salatasını yapmamı istemişlerdi daha önce tavuk şeklinde yapmıştım. Bende farklı bir süsleme yapayım dedim,bu süslemeyide facebookta bir iranlı yemek sayfasında gördüm muaazzzam süsler yapıyorlar.Okdar çok resim kaydettim ki zamanla yapabildiklerimi deneyeceğim.Daha önce tarifini vermiştim onun linkini vericem ve işte resmi....http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?updated-max=2012-01-05T03:47:00-08:00&max-results=7
Sarı perdeli taş duvarlı ve penceresinin önünde çiçekleri olan bir evin camı belki zor anlaşılır oldu ama benim hatam yakından çektim üssten ve birazda mesafeli çekmem gerekirdi....
Arkadaşımın bana sipariş verdiği cheesecake...

Ve size bir örnek olsun diye bir arkadaşımın yaptığı meyve salatası ben yemedim içinde kremşanti var diye ama arkadaşlar sevdiler....



Şimdi gelelim bu gün size tarifini vereceğim yemeğe.Zeytinyağlı soğan dolması...Yöresel bir yemek Çaycuma-Zonguldakta özellikle köylerde yapılan bir yemekmiş.Bana günlük temizliklere  yardıma gelen hanım yıllar evvel bana bahsetmiş ve beraber yapıp denemiştik.Geçtiğimiz haftalarda sevgili Birsel Hanım(annekızmutfaktayız) muska pırasalı dolma yapınca ona yorumumda aaa bu burda bizim yapılan soğan dolamasına benziyor demiştim.Kendisi de çocukluğumda annem yapardı pek sevmezdim ama lütfen tarifini verirmisiniz deyince yardımcım geldiğinde tarifi bana tekrar anlatmasını istedim ve  yorumda kendisine yazdım. Hem sizler için hemde Birsel hanım için yapmaya karar verdim.Geçtiğimiz günlerde yine yardımcımın geldiği gün ondan soğan getirmesini istemiştim ve giriştik mutfağa.O soğanları hazırlarken ben içini hazırladım ama o beni yanılltı yetmez deyince içini fazla hazırlamışım epey oldu ye ye bitmedi anlayacağınız...Biraz zahmetli ama o alışmış eli çabuk hemen sardı...Ben size tüm yapılış sırasına göre fotoğrafladım umarım yapar denersiniz seveceğinizden eminim.

ve piştikten sonra....


Zeytinyağlı Soğan Dolması
yeteri kadar küçük,uzun soğan kabuklarını soyup dikine bir bıçakla kesik atılacak.
1 ortaboy soğan yemeklik doğranıp kavrulacak
1 su bardağı pirinç yıkanmış olacak
yarım su bardağı ince bulgur(işte hatayı ben 1 bardak koyarak yaptım içi çoğalttı)
yarım çay bardağı sirke
nane,karabiber,maydonoz,dereotu,tuz 1yemek kaşığı domates salçası ve 1 yemek kaşığı biber salçası,zeytinyağ (bu yemeğin üstüne salçalı sarımsaklı yağlı bir sos yapıp tabii pişirirek bu sosu dolma pişince üstüne döküyorlar ama kalınca yenmez tabii biz okadar kalabalık değiliz ben bu yemeği tek çeşit de yapmadım bitirmemiz mümkün değil hem soğuyuncada güzel oluyor )
Dolma içi hazırlar gibi kavurup 1 bardak su ile pişirip demledik. Haşlanmış soğanları soğuk suya koyup pişme işlemi sona ersin de erimesin diye,bu arada içde ılınmış oluyor,soğanların zarlarını alıp tek tek ayırıyoruz soğan yapraklarını zaten kolayca ayrılıyorlar içini cücüğünü tencerenin içine koyun ki lezzetli olsun.Bir soğandan 4 tane yaprak çıkıyor ve dört dolma...İçne az malzeme koyup rulo yapıyor ve tencereye diziyoruz.Hepsi bittikten sonra yarım çay bardağı sirke  döküyoruz üstüne ve bir kapak kapatıyoruz  ve sonra tencerenin kapağını kapatıyoruz  kısık ateşte pişirip demlendiriyoruz ve size harika soğan dolmaları oluyor...Hoşçakalın sevgiyle kalın.
Bu tarifimi 'YÖRESEL YEMEKLER ETKİNLİĞİNE' etkinliği düzenleyen Safiye hanıma gönderiyorum. Çok güzel ve değişik tarifler burdan bakınız derim...http://safiyeile.blogspot.com/

22 Mart 2012 Perşembe

Bu hastalıklar bizi bırakmayacakmı?

Evet yine hastayım!Kar yağınca mikroplalrkırılır derler YALAN geçen sene bu kadar hastalanmadık ki biz...Pazartesi Lokalde günümüz vardı hem salata sırası bende idi hem de bir arkadaşımın tatlı yapma sırası gelmişti bana cheesecake siparişi verdi.Zaten biliyosunuz haftasonu ehliyet kursuna başladım.Ev yakın diye aralarda koştura koştura eve geldim.Kurs dönüşü siparişlerim vardı onları yaptım.Pazar gecesi koltukta yine uyuya kaldım.Pazar günü hava çok sıcak oldu kızımda babasına parka gidelim demiş onlarla dışarıda buluştuk.Daha yerdeki çamurlar kurumamış ki ben dedim gitmeyelim iyice bir kurusun orası şimdi çünkü kızımı biliyorum kaybedecek kendini  oynarken düşecek dememize kalmadan çamurun içinde buldu kendini ama ne çamura bulanmak iç çamaşırları çorapları dahil simsiyah oldu arındırana kadar akla karayı seçtim.Tabii o çamurlu ve ıslak haliyle ve yürümesinin acısıda çıktı akşam başlayan mızmızlık sabah biraz ateş ve kırıklık.Birde üstüne pazartesi yan komşumun annesi vefat etmesinmi...Sabah erkenden kalktık ben çok etkilendim babamın evden çıkışı aklıma geldi ne sabah kalhvaltı edebildim nede ayağa kalkabildim.Biraz kendime geldikten sonra güne salatayı hazırladım,çocuklar için çikolatalı bir tatlı yapacaktım onuda yaptım.İçim rahat etmedi cenazeden gelince evde bir şey olsun diye yemeleri için  onlara tavuklu pilav ve poğaça hazırladım.Karar değiştirip rahmetli teyzenin evinden kalkmış naaşı.Herneyse mekanı cennet olsun 6 yıldır kızının  yanında 11 yıldır kendi evinde yatağa bağlı yaşıyordu maalesef ama hiçbir hastalığı yoktu pat diye gitti...Üzüldük....Tabii ben kendimi yine telef ettim bunların arasında arada kızın ateşini kontrol edip ilaçlarını içirdim.Herşeyi hazırlayıp lokale gittik.Artık nerdeyse kalkma zamanımız gelmişti ki çocukların bağırtısıyla çocuk odasına koştum benim kızım yarı baygın yerde yatıyor ve birazda çıkarmış bi şekilde sayıklıyor ben tutuştum daha önce ateşli havele geçirdi aklım çıkıyor aynı şey olacak diye suratına dokundum ateş yok panikten zor kaldırdım kucağıma  bir yandan da çığlık atıyorum eşimi arasınlar diye...Biz soluğu hastanede aldık orda müdahale edildi ama kusma ve düşmesinden şüphelenince bizi o akşam çıkarmadılar hastaneden...Sabaha kadar kızımın başında bekledim üstelik okadar yorgunluğuma rağmen annelik çok zor gerçekten çok zor... Salı günü çıktık hastaneden. Dün evde dinlendirdim bugünde okula yolladım...Sonuç tabii okadar koşturmaya yorgunluğa ben yine nezle-grip karışımı bişey oldum...Kızımda nezle, sesi kısık....e neyapsın çocuk ateşi çıkmasın diye saatlerce çamaşırla durdu....Kaptı şifayı....Hiç hasta olmasın istiyorum ama nafile...Okula gitmeye başladığından beri ilaçlar mutfaktaki raftan hiç aşağıya inmedi:(((
Tariflere geçmeden Nurayca Tasarımlar blog sahipli arkadaşımız bir yarışma düzenliyor ondan da bahsetmek istiyorum.Çok becerikli ve yetenekli bir arkadaşım.Zonguldakta oturuyor en kısa zamanda kendisi ile tanışmak istiyorum.Burdan bakabilirsiniz sayfasına...http://nuraycatasarimlar.blogspot.com/
Bu arada güzel ve değişik şeyler yapmıştım sizinle tariflerini ve resimlerini paylaşacağım diye....
Hafta sonu siparişlerden ve güne hazırlanmaktan geçiştirmeli bir yemek yaptık.Şinitsel ve şimdi tarifini vereceğim lahana salatasını yaptım birlikte bir fotoğrafları yok ama lahana salatası işte burda....


Bu lahana salatasının tarifini blog yazmaya ilk başladığım yıllar Aynur abladan (papatya şef)almıştım.Kentucylerde tavuğun yanına verilen lahana salatası oldum olası çok severim.Ben zaten içindekileri tahmin edip yapıyordum ama tat aynı olmuyordu nasıl ki Aynur abladan bu tarifi alıp denedim ve işte aynısı....Kime yapsam çok seviyor eşim ve kızım zaten müptelası...Bizde tavuk eğer kızaracaksa yada mısırgevrekle bulanıp fırında pişecekse bu salata yapılır.
Coleslaw (Kentucky)Salatası
portakal büyüklüğünde bir lahana(ben geçen hafta dolmadan ayırıp saklıyordum)ince ince kıyılacak
1 havuç rendelenecek
1 yeşil elma rendelenecek
1 tatlı kaşığı şeker
yeteri kadar mayonez
 yarım limon veya sirke(1 yemek kaşığı)
Lahanaları tuz ile ovduktan sonra tüm malzemelerle karıştırın  ve birazda dolapta bekletin.Sirke olmadığı     için limon koydum birazda şekerini fazla kaçırmışım tatlı oldu ama evdekiler beğendi.Yani ben derim ki sirke yakışanıdır.
Hazır yeşil elma deyince her hafta yaptığım kereviz salatasına bu sefer de yeşil elma kattım.Bu tarifide Aynur abladan aldım(papatya şef) yine sonuç süper zaten alıpta beğenmediğim    bir     tarifi    olmadı.Hataneden çıktıktan sonra kızıma hafif şeyler yedirdim.Baktım akşama kadar iyi oldu onun sevdiği şeyleri yaptım.Zeytinyağlı ıspanak biz biraz şekerli yapıyoruz oda böyle çok seviyor,eşimde alıştı ilk zamanlar tuhaf geliyordu şimdi ısmarlıyor ıspanak al da yap diye:))),zeytinyağlı portakal soslu kereviz ilk defa denedim,eşimde ben de çok sevdik.O kadar çok ertelediğim bir tariftiki,kendime çok kızdım yıllardır neden yapmadım diye aslında eşimden çekindim,kendim için yapıp yemekte zor geldi...Eşim asla ağzına koymadı benle evlenene kadar şu kerevizi,bana  diyor ki allem ettin kallem ettin bana bu sebzeyide sevdirdin ya...Menüye geri dönersek kızıma biraz hasta çorbası yaptım(tavuk suyu ve şehriye),köfte ve yeşil elmalı kereviz salatası ve işte tarifi....

Yeşil Elmalı Kereviz Salatası
1 orta boy kereviz rendelenecek
1 yeşil elma rendelenecek
kornişon turşu küçük doğranmış
çekilmiş ceviz,dereotu,tuz
sarımsaklı yoğurt isteğe bağlı mayonezde kullanılır ben koymadım...( Tavuklu olunca   az koyarım ama herhafta yapıyorum ben   sadesini  yoğutluda   çok lezzetli oluyor.)
Bütün malzemeleri karıştırın.Benim portakal soslu kereviz yemeğini yaptığımdan elimde kabuk portakal kalmıştı evdekilere de şıklık olsun diye böyle sundum çok hoşlarına gitti...
Çok salata tarifi oldu ama bu bir yemek tabii bu kayıtta bu kadar bahsedip tarifini vermeden geçemeyeceğim.İşte   Zeytinyağlı Portakal Soslu Kereviz .....

Zeytinyağlı Portakal Soslu Kereviz
1 orta boy kereviz küçük doğranacak
1 büyük havuç küçük doğranacak
1 ortaboy soğan yemeklik doğranacak
3 portakalın suyu
1 bardak sıcak su
1 yemek kaşığı şeker,1 çay kaşığı tuz,zeytinyağ
Kerevizi ben kabuklarını soyduktan sonra ılık limonlu suda bekletiyorum hem gazı gider hemde kararmaması için ve o aşırı kokusuda yok oluyor böylece.Tencere de  sırayla soğan,havuç kavrulur.Kereviz ilave edilir ve 1 kere çevirilir ve kalan malzemeler ilave edilir kısık ateşte kereviz pişene kadar tutulur.Sonrasıda servis...
Son olarakta dün yandaki komşuma yine poğaça yaptım.Gelen gideni çok oluyor,ikram eder yada yerler eli kalkmıyor zaten kadının  yapamıyor.Hamuru fazla tuttum bizede ayırmak için.Eşim yine seyahatte bizde kolay ve aperatif yemeklerle geçiriyoruz akşamları o yokken.O olmayınca yemek yapasım gelmiyor....
Bu ara herkez bir çiçek poğaça yaptı hadi dedim bende bir yapayım kusur kalırmıyım:)))Artık fırın çok kızmıştı en son bu kaldı diğer poğaçalardan daha çabuk pişti ve yumuşacık oldu...Benim sürekli yaptığım artık gözüm kapalı yaptığım bir mayalı hamur en kısa sürede olduğu için çok sık yaparım.İşte tarifi...




Çiçek Poğaça
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
yarım paket oda sıcaklığında margarin eğer yoksa becel
yarım su bardağı sıvıyağ
1 yumurta içine 1 yumurta sarısı üstüne
1 paket instatnt maya
yarım tatlı kaşığı tuz,1 tatlı kaşığı şeker
Aldığı kadar un.Tüm malzemeyi yoğurdum ve ağzı kapalı kaloriferin yanında kabarana kadar beklettim.Kısa sürede kapağı açıldı...
İçine kıymalı soğan kavurdum.
Ben komşuma yaptığım için poğaça bu bize kadar olanı ama sanırım iki çiçek yapacak kadar çıkar bu hamurdan.Hamuru tezgahta elimle açtım.Margarin oda sıcaklığında erimişti diğer yarısınıda kaldırmamıştım,hamura sürdüm bir bıçak yardımı ile ve rulo yaptım ve çok az beklettim zaten o ara bulaşık yıka ortalığı toparla derken rulo şişmiş evde sıcak tabii.Sonra 2 parmak kalınlığında kestim ,kestiğim tarafı yan yatırdım yani yağlı  kısım yukarı bakacak şekilde(midye poğaçada olduğu gibi)Neden bu kadar ayrıntılı anlatıyorum herkez hanımlar sizin gibi marifetli değil yeni yemek yapan var aramızda,yada bu işleri bilmeyenler :)))onlar için bu ayrıntı!elimle büyüttüm ve içine kıymalı harcı koydum yuvarlak bir poğaça yaptım.26 cmlik kelepçeli kalıba dizdim.Bu fikride Emine ablada gördüm(Mutfak İncisinde)geçen gün kıymalı karnıbaharlı yapıp çiçek şeklinde pişirmiş hepimiz çok şaşırdık nasıl bir iç diye bu ama ben bu haftasonu denemek istiyorum hazır evde karnıbahar varken sanırım artık diğer haftalar pazarda bulamayacağız kış sebzelerini...
Kalıba başladım dizmeye yuvarlakları ve ortasınıda yapmak için elimle bir parçayı açtım ve kalıbın ortasına döşedim üstüne harcını koydum ve bir parça hamuru tekrar açtım onuda üstüne kapattım.Sonra başladım bütün parçaları birbirne elimle yaklaştırmaya (hafif hafif bastırdım üstten,yandan)Ve çiçek birleşti Üstünede  yumurta sarısı ve susam serptim.Çok kolay  oluyor gerçekten misafirlere farklı bir sunum yada sabah kahvaltılarına şık bir alternatif.
Bu tariflerimi Gelibolu\17mideden kalbenin düzenlediği 72 Hafta Porselen Demlik Çay Saati etkinliğine ve Çatlakkafenin ev sahipliğini yaptığı Çay Kahve Bahane etkinliğine gönderiyorum.Ara ara bakıyorum çok güzel tarifler var mutlaka uğrayın.Arkadaşlara kolay gelsin diyorum ve sevgiyle kalın diyorum....

17 Mart 2012 Cumartesi

Haftasonu Geldi Bile...



                                               Çaycuma-ZONGULDAK
                                               İnanması güç olabilir ama
              bu fotoğraf dün sabah çekildi çok korktum devam edecek diye ama       Allahtan öğlen güneş açtı eridi ama gece yarısına kadar ara ara yağdı.Ve bu sabah biraz soğuktu Ama öğleden sonra sanki hiç dün kar yağmamış gibi bir hava vardı...
Nasıl yorgunum uykusuzum anlatamam.Ehliyet kursum başladı bu gün, dün  akşam arkadaşlarla eğlenceye gittik,tabii geçsaatlere  kadar dışarda kalıp ertesi gün erkenden kalkmak zor oldu benim için.Ben kurstayken bugün teslim olacak siparişleri güzel kaplara yerleştirdim ve yaptığım kurabiyenin son halinin fotoğrafını çekmeden ben evden gittim şimdi onun pişmanlığını yaşıyorum.Bir yandan  bulaşıkları yıka,bir yandan kahvaltı hazırla ve siparişleri yerleştir derken unuttum işte...Sağlık olsun çektiklerimi saklayıp daha sonra yaptıklarımla birleştirir daha sonra sizinle paylaşırım.
İşte böyle şimdi biraz tariflerden bahsedelim hani geçen hafta hastaydım ya hiçbir şey yiyemiyordum haftanın sonuna doğru biraz kendime gelince aman ne yapayımda kendimi mutlu edeyim dedim.Sık sık yaptığım ama domateslisini ve fesleğenlisini nezamandır yapmadığım bruschetta yapmak aklıma geldi.Bu ay Lezzet dergiside bu tarifi yayınlamıştı tabaklarının aynısını yaptım ve afiyetle yedim,belki sizde yarın ailenize yapmak istersiniz,güzel bir pazar sabahı mutfaktan gelen fesleğenli ve sarımsaklı ekmekler çok cazip gelebilir.Bu ekmekler İtalya'nın fakir yemeğimiş hatta savaş zamanında evde ne varsa  kızarmış ekmeklerin  üstüne konulup fırına verilirmiş...Ben kendime kadar yaptığım için  bu ölçüyü sizlere vericem siz çoğaltırsınız...

Bruschetta
4 dilim tam buğday ekmeği
1 diş sarımsak rendesi
2-3 yemek kaşığı zeytinyağ
2 domates(benim evde yazın yaptığım konservelerim vardı)
kuru fesleğen ve ben bazılarına dil peyniride koydum...
Ekmek dilimlerini tepsiye dizip fırında biraz pişirin.Bir kasede tüm malzemeleri karıştırıp hafif kızaran ekmeklere bölüştürün,isterseniz bazılarına dil peyniri yada kaşarpeyniri koyabilirsiniz ve tekrar fırına o muhteşem koku gelene kadar fırında tutun size sarımsak kokusu piştiğinin haberini verecektir:)))Umarım yaparsınız afiyet olsun...
İkinci tarifim beyaz hanımelinde gördüğüm ve aynen birebir yaptığım tarif olan ISLAK KEK çok güzel oldu iyiki yapmışım dediğim tariflerden oldu.Onun tarfinide burdan ulaşabilirsiniz...http://beyazhanimeli.blogspot.com/
Bu kek tarifinde maalesef gr ve mg var sanırım oda bende dışarıya sipariş usulu yaptığımız için evde ölçü kaplarımız mevcut ama zamanım olmadığı için beb bardakla ölçü hazırlıyacaktım ama yine spora gitmeden üstelik elmalı kurabiye siparişimin olduğu gün yaptım düşünün artık...Ama size marketlerde Dr Qatkerin şu aan kremşanti ile bir hediyesi var ben bunuda aldım..Çünkü bazen bendekiler yetmiyor ve ilerde kurs vermeyi düşündüğüm için malzemem bol olmalı:)))İşte resmi almak isterseniz bir fikir...



ISLAK KEK
5 yumurta
250 ml süt
250 ml sıvıyağ
250 gr toz şeker
250 gr un
1 paket kabartma tozu
4 yemek kaşığı kakao
Sosu
250 gr toz şeker
250 ml süt
125 ml sıvı yağ
3 yemek kaşığı kakao
Kek malzemesini çırpıp küçük fırın tepsisine döküp 175 derecede 40 dakika pişirdim.Sosunuda pişirip kekin ilk sıcağı çıktıktan sonra döktüm ve hemen kestim..Süper oldu benim brownim gibi lezzetli bir kek...Mutlaka deneyin,yazın hatta yanına bir top dondurma ile harika olur.
Bu iki tarifimi de Gelibolu17/Mideden kalbe blog sahipli arkadaşım 72.Hafta Porselen Demlik Çay Saati etkinliğine ve çatlakkafe isimli blog sahibi arkadaşımızın Çay Kahve Bahane Etkinliğine gönderiyorum.Bol tarifli etkinlikler her iki arkadaşıma...Şimdilik bu kadar benim daha çok işim var sevgiler.İyi hafta sonları....

15 Mart 2012 Perşembe

Çalışmaya Devam....

Kar tatili kızımın hastalığı benim hastalığım derken ara verdiğim siparişlere bu hafta başladım.Pazartesi gününden itibaren siparişler başladı özlemiştim çalışmayı...Zaten bu hafta arka arka sipariş alıcağımı biliyordum pazar gecesi rüyamda deniz,balık gördüm. Benim rüyalarım çıkar.Gerçekten:))))Böyle rüyalar gördüğümde ya toplu bir para geçer elime yada sipariş gelir.Çok arkadaşımın bebeği olacağını yada hangi cinsiyette bebek doğuracağını bildim bir kardeşimde tutmadı hep erkek gördüm rüyalarımda belki çok istediği için gerçi bende oğlu olsun çok istiyordum ama tatlı bir kızımız oldu...Şuan görümcem hamile ilk gördüğümde bembeyaz bir tulum giymiş olarak gördüm bebeği ve babasına çok benziyordu,o zaman hani hamile kalınca suratına bakarda dersin ya ay sanki sen erkek doğuracaksın diye işte çoğu kişi bende ona erkek hissediyorum dedim.Ama rüyalarımda kızdı söylemedim etkilenmesin diye çok sık gördüm arka arkaya hep sarışın beyaz tulum giymiş bir kız ve artık kesin doktor kız diyor.Aslında cinsiyetin hiç önemi yok ama ben kardeşimde oğlan olsun diye hem gelinin ailesi için çünkü üç kız kardeşler hemde kardeşim çok erkek çocuk seviyor diye istiyordum.Hatta gelinimiz hamileyken ben Dubai'ye kuzenime gittim kızımla.Orda alışveriş ederken erkek tulumu patiği oyuncak araba filan aldım.O aralar  istanbul'da yaşayan kuzenimin eşi de hamileydi o alınanlar ona hediye oldu.Ve gelirken iki ayı getirdim.Biri mavi biri pembe dedim ki kardeşimin oğlu olursa maviyi ona görümcemin de kızı olsun istediğimden  (çünkü onun eşide iki erkek kardeş ve annesi kız çocuklarına bayılıyor bize bile öyle özendi ki benim kızım doğmadan önce  neler aldı neler ördü ve sonunda da oldu işte kız torun geliyor) onada pembe ayıyı süs yaparız hastanede ama ikisi de olamadı.Kardeşimin hanımı doğum yaparken biz Antalya'da eşimin ameliyatındaydık.Şimdi de görümcem eğer bir mani olmazsa inşallah ki olmaz çünkü çok istiyorlar Amerika'da doğum yapacak.Ma aile gidiyorlar kayınvalidem kayınpederimde peşlerinden Bu yüzden ben şu hastane odası süsleme işine bir girişemedim.Kısmet ne yapalım.Zaten ilerde cafe açarsam organisasyon işine de giricem çünkü çok istiyor ve seviyorum daha öncede İstanbul' da bu işle ilgili çalıştığım için yeteneğimde var.Ayyy gene nerden nereye geldim araya kaç yıl sığdırdım sıradan tüm aileyi anlattım.Ben böyleyim işte ağzım açıldımı açılır  yada elim klavyedeyken  kalkmaz yaz babam yaz...Eşim bana çok kızıyor arkadaşlara gidince ben bir açıyorum ağzıma eve gelene kadar,karşındakini hiç konuşturmuyorsun diyor ne yapayım elimde değil benden çok konuşan insanlara nasıl kızıyorum hem yanlarından bile uzaklaşıyorum sanki kendim farklıyım.Öğrenmem lazım şu az ve öz konuşmayı...İşte  Sabah kalktım ve bu hafta siparişler başlıyacak herhalde dedim kendi kendime.Akşamüstü ilk telefon geldi, spora gittim hocamız geçen günlerde yaptığım ve onada ikram ettiğim elmalı kurabiyeden istedi.Kızı okadar çok sevmişki daha 4 yaşında anne ben unutamıyorum tadını diyormuş başka bir şey demiyormuş.Bende kendisini çok seviyorum öyle özendimki ona olunca küçük tek tek yaptım.Burda sipariş üzerine pasta börek yapan 2 cafe var .Bu elmalı kurabiyeleri yapmadan önce, konuşuyorlar  sporda cafelerden birinin ismini vererek işte çok güzel elmalı kurabiye yapıyormuş harikaymış.Tabii alındım:))))siz benimkini bir yiyin dedim oturdum yaptım,işte öyle bir yapmışımki diğerlerinin tozunu attırdım herhalde bayıldıklarını ifade ettiler...Çok hoşuma gidiyor teşekkür telefonları ve bayıldık demeleri.Şimdi haftasonu yapacağım cheesecakelerden biride böyle istek üzerine yapılıyor.Günün sahibine öyle bir baskı yapılmış ki Ayçanın cheesecakeni istiyoruz demişler yiyenler yemeyenlere anlatmış ,zaten gün sahibi de benim diğer günümden arkadaşım  eşlerimiz aynı fabrikada çalışıyor,benim yaptıklarımı bilen biri...

Elmalı kurabiyenin yapılışını tarifini daha önce vermiştim hiç yapmamış olanlara yada bu modelde yapmak için bunları çektim.Elime yapışmayan bir hamur oldu artık sadece bu tarifi denerim.Diğerlerinin üstünü çizdim...


Buda teslim etmeden önce Hocamız sunumu çok şık buldu.Ben seviyorum böyle detayları.....
Artık tariflere geçsem diyorum nerden başlasam acaba birikti yine bu fotoğraflar uzun bir zaman yapmasam 2 haftayı çıkaracak tarifim var desem....Hazır Dubai demişken kuzenim demişken ondan ve annesinden öğrendiğim bohça lahana dolmasının tarifini vericem. Oraya gidince kuzenim pişirdi kolaylığı ve tadı çok hoşuma gitti.Yengemde 6 yıl öncesine kadar lokanta işletiyordu bu dolmayı lokanta da  yaptığını anlatmıştı ama yemeyince görmeyince aklıma yazmamışım ta ki görene kadar...O kadar pratik ki ben 2 haftadır bir yapıyorum nerde eskiden yılda bir lahana dolamsı yaparken ne yapayım zor sarılıyor...Bide sık sık İstanbul'a giderdim o zaman anneme yap geliyorum deyince hazır bide niye evde yapayım...Ama artık bende anneyim ve dolmaları çok seven bir kızım var..Okuldan geldiğinde anne kocaman dolma mı pişirdin demesi nasıl hoşuma gidiyor.O yüzden her pazartesi benim klasik dolma,sarma günüm ya lahana,ya karalahana,kırmızı biber,kuru patlıcan,kabak ve yaprak sarma sırayla yapıyorum..Eskiden pazartesi kuru baklagil yapardım ya kuru fasulye,nohut,mercimek,barbunya sırayla her hafta biri,Benim pazartesi temizlik günümdür  benim için en kolay buydu ama şimdileri bu günü dolma ile doldurduk...Baklagiller artık 15 günde bir yapılıyor hatta şu an kuru fasulye ocakta pişiyor.:)))Eşim fabrikada sık sık yediğinden sitem etti bende artık herhafta yapmıyorum kızımda zaten okulda yiyor ee ne yapayım zaten gün içinde yemişler gel birde evde aynı yemek ben olsam bende sitem ederim valla sofraya bile oturmam çünkü ben zaten kuru fasulye,barbunya pek sevmem diğer ikisini de onlardan biraz fazla severim...Gerekli diye tüketiyorum.Geldi geldi tarif işte burda hatta geçen sene yaptığım ve burda paylaştığım linkide veriyorum ordan da bakarsınız... Orda nasıl yapılışını da fotoğraflamışım...Ama nedense bu sene bir moda oldu direk tabağı çekiyoruz...Bu arada bu ay Lezzet dergiside bu isimle bu tarifi yayınlamış...
http://yuksektopuklar77.blogspot.com/2011_01_01_archive.html


Bohça Lahana Dolması
Orta boy  dolmalık lahana  ve yaprakları haşlanmış ve soğuk suda bekletilip süzülmüş olacak
yarım kilo kıyma
2-3 tane orta boy soğan yemeklik doğranacak
1 su bardağı pirinç yıkanmış olacak
2 yemek kaşığı biber salçası,2 yemek kaşığı domates salçası
2 diş sarımsak rendesi(lezzet katıyor)
tuz ,karabiber zeytinyağı eğer istenilirse lahanaların üstüne serpmek için  et bulyon ben evde varsa kullanıyorum.
Kıyma pirinç soğan ve tüm malzeme karıştırıp yoğuruyorum bekletiyorum pirinçler şişiyor ve eğer lahana yaprağı büyükse 1 tane eğer küçükse damarlarını kesip kaseye yayıyorum yarısı dışarıda kalacak şekilde.İçine kıymalı harcı koyup dışarıda kalan yaprağı kapatıyorum ve tencereye ters çeviriyorum...Üstüne yağ et bulyon ve salçalı su  buda (3 bardak )koyup tencereden küçük bir kapak kapatıp sonra kendi kapağınıda kapatıp kısık ateşte pirinçler pişene kadar pişiriyorum ve servis...
Kusura bakmayın yine aceleden artı acıktık laflarında güzel bir fotoğraf çekemedim.Dün kabak dolması yapmıştım ama aldım tabağı elime birde makinemi ordanmı şurdanmı derken çektim bir sürü çektim dün çok aç değillermiydi ne hiç içerden çığlıklar gelmiyordu:))))
Bu kaydı yazarken eşim geldi ben doktora gidiyorum anlatırım sonra size...Şimdilik hoşçakalın....

14 Mart 2012 Çarşamba

Bir Güneş Açsa Ne Olur ki

                                                  
   Bu fotoğraf yazın eşimin ailesinin (Fethiye -Çaykenarı) köy   evindeki bahçesinde çekildi.Bahçede nar ağaçları var hertarla sırayla bu köyün içinden geçen bahçe sulamak için oluşturulan arıktan gelen sudan nasipleniyor...Öyle güzel bir sesle uyanıyorsun ki sabahları şırıl şırıl bir su sesi....Yazı özledim köyü özledim ....


Kaç gündür güneşe hasret kaldık.Tamam kış ayındayız ama geçen yıllarda bol güneşli kış günleri geçirmiştik.Bir kaç yılda kışı unutmuştuk.Güneşli bahardan kalma kışlardan sonra bu sene yaşadığımız kış ayı bize unutturduğu gerçek bir kışı yaşattı..Kolay kolay gideceğide yok...Böyle havalar insana biraz kasvet veriyor.Uykulu canı bir şey yapmak isteyen bir oluveriyorum.Kararsızda kalıyorum bu günlerde zaten hergün ne yapacağım ne pişircem derdimizde var...Sporada gittiğim içim ben geldiğimde hazır olan sadece ısıtılacak ve kalorisi az olan yani bol bol sebze ve et yemeği pişirmem gerekiyor.Fırında da pişirdiğim oluyor bu günlerde ben gelmeden fırını yakın diyorum ya anneme ya eşime ohh gelince hazır.Ama asla kızartma yapmıyorum..Zaten spor yaptığımdan kızartmayı mutfaktan uzaklaştırdım...Ama geçen hafta malumunuz hastaydım ve hiç spora gitmedim ve özlediğim bir yemeği yaptım.Mücver...Bakıyorum arkadaşlar bu aralar yapıyorlar dedimki bende kendi reçetemi vereyim.Geçen yıl Ben buldum etkinliğinde bu tarifi vermiştim ama o zamanlar beni izleyenler yoktu bu kadar...o yüzden eski tarifi yayınlıyacağım ama yeni yaptığım görüntüyüde buraya ekleyerek...Ben oldum olası mücveri böyle sever böyle yerim....Meğerse mücver sadece kabaklı olurmuş..Ama annem Edirneli benim Osmanlı mutfağı bizim evde çok hakimdir...Osmanlı İmparatorluğu Edirne Başkent iken bütün yemek tariflerini,malzemeleri bu memlekete göre düzenlemiş.Bence eğer Güneydoğu olsaydı bol bol acı kullanırdı,Yada ege olsaydı sadece ot olurdu,yada karadeniz ozamanda hamsi ve karalahana:))))...Ama Edirne ve İstanbul!da ne varsa ve oraya ne getiriliyorsa mutfağa bu malzeme getirilmiş.Yani balıkta var sebzede ette ve bol miktarda meyve ve kuruyemiş...Güzel bir mutfak bence hepsinden okadar dengeli konulşmuş ki... Benim sık sık yararlandığım bir kitaptan biliyorum okuyorum mutfak kültürlerini ve  en sevdiğim kitaplarımdan biri  kitaplığımda Osmanlı Mutfağı Kitabım....Nerden nereye geldim işte...Ben mücverin hep böyle hazırlandığını bildiğim için sonra baktığım tariflerde yada burda arkadaşlarımın yaptıklarınıda görünce geçen sene bu bize özgü olunca bu tarifi o yüzden göndermiştim.işte tarif burda...http://yuksektopuklar77.blogspot.com/2011/02/ben-buldum-etkinligi-sebzeli-mucver.html


Yaparsanız seveceğinizden hiç şüphem yok.Yoğurtla yemek okadar lezzetli oluyorki.Ben fazla pişiriyorum sabahlarıda kahvaltıda peynirle yemek bizim hoşumuza gidiyor...Tatlısız olurmu hiç olmaz bu tatlıyıda,kızımın hasta olduğu hafta hani Birsel hanımın tarifi ayva tatlısı yapmıştım eşim okadar çok kaymak almışki ne yapayım diye düşündüm ve bu sene spor yaptığım için hiç pişirmediğim künefe aklıma geldi...Ama ne söyliyeyim kaymakla çok ağır oldu asla yemem bir daha kaymak ile  ve sizde kaymaksız pişirin derim ben kolestrole dikkat... işte hazırlığı ve sonra tarifi,




Tavada Künefe
300 gr tel kadayıf
50 gr tereyağ
 isteğe bağlı dil peyniri ben çok bol kullandım
şerbeti
2 su bardağı şeker
1.5 su bardağı su 1-2 damla limon suyu
çok önceden şerbeti kaynatıp bir kenerda beklettim.Akşam yemeğinden 1 saat sonra künefeyi pişirdim.
Yapacağım tavada yağı erittim.Bir kapta kadayıfları tel tel yaptım yağı da döktüm elimle karıştırdım kadayıfın yarısını tavaya döşedim elimle bastırdım ve peynirleri dizdim kalan kadayıflarıda üstüne döşedim ve kısık ateşte önlü arkalı pişirdim ama yağ az gelebilir az az tereyağ gezdirin derim ben..Şerbeti de tavaya dökün ve kesin servise hazırdır...Afiyet olsun ...

12 Mart 2012 Pazartesi

Hafta Başı Pazartesi Sendromu...

Benim sevgili arkadaşlarım herkeze merhaba! Umarım güzel bir haftasonu yaşamış sevdiklerinizle doya doya vakit geçirmiş güzel yemekler yiyip sevdiklerinizle tatlı sohpetlerde paylaşmışsınızdır.Yeni  bir haftanın başındayız,bol kazançlar hayırlı günler diliyorum üreten, çalışan hanımlara,  ve evinde  ailesine hiç bir karşılık beklemeden yılmadan  çalışan  ev hanımlarına...
Ayyy ne kötüdür pazartesi sendromu akşamdan başlar sıkıntısı stresi.Zaten haftasonu geç saatlere kadar oturup, sabahta öğleye doğru kalkmışsın pazar geceside bir türlü uykun gelmez ister süt iç ılık ılık yada çayı kahveyi kes bi saatten sonra inat değilmi yok uykun işte...Benim genellikle okula giderken pazartesi sendromum olurdu ama işe giderken hiç yaşamadım severek gittiğim içinmidir bilmem bu duygu uzak bana ama eşim....tam anlatığım gibi  akşam yatmak bilmez sabahta kalkmak bilmez....bir mızmız bir aksi ....kızım farklımı sabah 8 de servisi geliyor,giyindir,saçını tara derken hadi koş servis geldi diyene kadar bir koşuşturma bir stres! bana yaşattıkları sabah sabah bu...halbuki tamam hemen kalkıyorum, geliyorum anneciğim ,tamam karıcım diyeceklerine sanki bir düşman oluyorum gözlerinde...Benim stresim onların davranışların dan sadece,yoksa ben pazartesilere bayılıyorum.Onlar gidince alıyorum kitabımı elime en az 10 sayfa okuyorum.sabah egzersizlerimi yapıyorum,başlıyorum evi toparlamaya ister istemez pazar gecesi çok dağılıyor ev,oyuncaklar,gazeteler,kahve bardakları vs. hafif bir kahvaltı yapıp çamaşırdı ütüydü derken öğlen oluyur zaten sonra alıyorum bilgisayarımı önüme ,birde kahve yapıyorum yanına aromalı ekran da yemek programı ohh deymeyin keyfime akşam üstü yemek hazırlayana kadar salondayım...Bloğuma yazımı yazıp tarifleride verdikten sonra başlarım ziyaretlerime...Elimi çabuk tutmam lazım tabii bugün menüde ıspanak var ee kaç tur yıkanacak ayıklanacak bide hala sular okadar soğuk ki ellerim buz kesiliyor haftalardır ıspanak yıkarken...Çok sevilen bir sebze oluncada haliyle her hafta alıyorum,bir hafta salçalı yemeğini yaparsam diğer hafta ya kavuruyorum eşime yumurtalı yapmak için yada sarımsaklı yoğurlu yemek için zeytinyağlı pişiriyorum...Arada da bide börek yapıyorum içine ya kıyma yada peynir koyarak...çeşit çeşit versiyonları pişiyor bizim evde... Perşembe günü Dünya kadınlar gününde öğlen eşimle telefonda konuşurken bekliyorum kutlamasını bakıyorum oralı değil sen birşey unutmadınmı dedim yok hadi akşama konuşuruz deyip savdı beni başından:)))aman ne yapayım dedim işi başından aşkın herhalde...Güzel yemekler yaptım bende o gün ama tesadüf... Genellikle eşim akşamları kapıyı çalar bende mutfaktayım kapı anahtarla açıldı mutfağa kızım elinde bir çiçekle gelip anne dünya kadınlar günün kutlu olsun demezmi...Eşim yine farkını ortaya koymuş atlamamış bu günü:)))Bembeyaz kocaman bir sıklamaen...En sevdiğim çiçek,bizim burda balkonda rahatlıkla yetişen soğuk havayı seven don olunca üşüyen bir bitki.Nikahımda iş arkadaşım getirmişti benimle birlikte önce Antalya'ya (düğün ordaydı) sonra Zongulda'ğa geldi.Geldiğinde boynunu bükmüş üstündeki pembe çiçekleri kaybetmeye başlamıştı  sonbahar olunca ev okadar sıcak değildi ilk günler ama kalorifer yanmaya başlayınca büktü boynunu soluğu çiçekçide aldım öğrendim balkona koymam gerektiğini sonra bir açtı bir açtı bana İstanbulu geride bıraktığım iş hayatımı hatırlattı adınıda İrem koymuştum benden sonra yerime bakacak olan arkadaşım ve bana bu çiçeği getiren olduğu için...Şimdi bu çiçeğimde Ayşe adını aldı çok severim bu ismi küçükken bebeklerime de bu ismi verirdim.Kısa öz ve sanki içinde çok şey barındıran bir isim...Hem ogün Ayşe Yaman gelmiş bana yorum bırakmış ilk hediyemi ondan almışım koymazmıyım hiç:)))Bugün tüm tarifler bu Ayşe ile çekildi...
Pembekekikte gördüğüm ama yine unuttuğum bir pilavı pişirdim o gün  arpa şehriyeli pilav yani büryan... Pembekekik pirinçle pişirmiş ama benim etrafımdaki bütün arnavutlar ve göçmenler arpa şehriyesi ile pişirirler bu yemeği.Aslında ben sık pişiririm bu pilavı ama başka bir tarifle ve etle...Geçtiğimiz aylarda yapıp fotoğrafını çekmiştim ama sırası gelmemişti paylaşmak için haftaya da onu yayınlarım...Bu pilav üniversitede yemekhanede çıkardı güzelde pişirirlerdi severdim tadını ama bir kere bu yöntemle yapmak aklıma gelmemişti.Bende arama butonuna arpa şehriyeli pilav yazınca ilk çıkan tarifi pişirdim istediğim tarif buydu zaten:)))Pembekekiğe teşekkür ediyorum bana unuttuğum ve sevdiğim bir pilavı hatırllatığı için arkadaşımızın tarifi için buraya bakabilirsiniz.http://www.pembekekik.com/2012/02/biryan-kapama.html kızım akşamüstü gelecek o gelmeden yemeğimi pişirmem gerekli çünkü o gelince baleye gidecek bende spora...Başlıyorum bu yüzdennn tariflere...

Büryan ve Fırında Tavuk
2 su bardağı arpa şehriyesi (1 su bardağını yağda kavuruyoruz)
4 su bardağı sıcak su
tereyağı,zeytinyağı,tavuksuyu
Arpa şehriyesinin bir bardağını  yağda hafif kavurup diğer yarısınıda tencereye ilave ediyoruz bir kere çevirdikten sonra tavuksuyunu ve sıcak suyuda ilave edip kısık ateşte pişiriyoruz...
Fırın poşetine tavuk butlarını ve patatesleri zerdeçal,kekik, tuz ve curryle karıştırıp koyuyoruz kızarana kadar pişirip pilavın üstüne koyarak servis ediyoruz.
Ne zamandır yapmadığım kabaklı ve havuçlu taratorda yaptım.Bu sene brokoli ve kereviz salatası yapmaktan buna hiç sıra gelmemişti...Zaten pazarda da kabağa pek rastlanmıyordu...
Kabak ve Havuç Taratoru
2 kabak rendelenmiş
2 havuç rendelenmiş
5 yemek kaşığı ceviz
sarımsaklı ve 1 yemek kaşığı mayonez katılmış yoğurt
üstünede naneli yağ
Az yağda önce kabağı kavurdum içine cevizin yarısında koyduktan sonra bir kere çevirdim.Bir servis tabağına aldım.Aynı tavada az yağ  ile havucu kavurup kalan cevizide ekledim onlarıda bir kere çevirip kabağın üstüne döktüm üstüne yoğurdu ve yağın ilk sıcağı çıktıktan sonra onuda döktüm hepsi bu...
Tatlıda var merak etmeyin!!!
Birsel hanımda gördüğüm yapılacaklar listesine aldığım bir kek tarifi...İyiki yapmışım harika oldu içindeki kuru inci nasıl da lezzet kattı..Ama ben onun kadar fazla koymadım ve az birazda değişiklik  yaptım huyum kurusun mutlaka kendimden birşey katarım.İşte Birsel hanımın keki ve Ayçanın sunumu ile ortaya çıkan ....Havuçlu Kek kendisinin tarifide burda var bakın derim...http://annekizmutfaktayiz.blogspot.com/2012/02/havuclu-kek.html
Havuçlu kek tarifimi  porselen demlik çay saati etkinliğine ev sahipliği yapan sevgili http://gelibolu17-midedenkalbe.blogspot.com/ ve Çay kahve bahane etkinliğine ev sahipliği yapan sevgili  http://catlakkafe.blogspot.com/ arkadaşıma gönderiyorum.Umarım bol tarifli etkinlik olur...

Havuçlu Kek
4 yumurta
1 su bardağı havuç rendesi
1su bardağı şeker (ben çok şekerli sevmiyorum iyiki de az koymuşum incir yeterde artar zaten)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt(kendimden kattığım bir malzeme)
3 su bardağı un ( normalde 2 bardak un bir bardak fazla koydum ben)
1 su bardağı kıyılmış ceviz
4 ader kuru incir
yarım kahve finceni kuru üzüm
1 tatlı kaşığı tarçın
1 paket kabartma tozu
önce şeker yumurta çırpılıyor daha sonra tüm malzemeler karıştırılıp yağlanmış bir kalıba dökülüyor.160 derecede 25 dakikada pişiyor...Ben üstüne o gün yaptığım bir pastanın kremasından gezdirdim...Farklılık olsun diye:))))
Benden şimdilik bu kadar hoşçakalın....

8 Mart 2012 Perşembe

DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...



Hani insan bazı şeyler hisseder,bazı şeylerin gerçekleşmesini ister ya.İşte bu gün benim için onlardan biri gerçekleşti.Sabah bloğumu açtım yorumlarıma bir bakayım ve yeni kaydıma geçeyim dedim...Aaaa bide ne göreyim AYŞE YAMAN bana gelmiş bu kadar yoğunluğunda,bu kadar işin içinde bide benim yazımı uzun uzun okumuş(bilirsiniz klavyenin başına geçince dayanamıyorum Allah ne verdiyse yazıyorum)ve demişki sizin gibi yaşadıklarını konuşur gibi yazan blogcuların yazılarını okumaya bayılıyorum.:)))Siz yeterki gelin okuyun AYŞE hanım ben yazarım...Dünde tam bu konuyu arkadaşımla konuştum.Hiç gelmiyosun uğramıyorsun bloğuma dedim...İşte vaktim yok sıra gelmiyor dedi.Bak dedim sen bana bu kadar yakınsın ta uzaktakiler okuyor bide uzun uzun yazıyorum dedim hele uzunları hiç okuyamam dedi aradan bir kaç kelime bakabilirim deyince eve geldim.Bloğumu açtım baktım acaba çok mu uzatıyorum dedim okuyucuları arkadaşlarımı sıkıyormuyum diye düşündüm...Bir daha ki yazımı kısaltsam mı şunu mu yapsam acaba tarifi verip kaçsam mı deyince...Ama bu sabah AYŞE YAMAN gelip bana yorum bırakabilmişse,yoğunluğunda okuduysa doğru yoldaymışım dedim...Ne yapayım ben beni değiştiremem...uzun yazdığım gibi çok da konuşurum ben beni tanıyan bilir Birgül abla gördü işte...Kadıncağızın ağzına tıktım lafları taramalı tüfek gibi sıraladım içimden geçenleri...Ayrılırken dedim kusura bakma çok konuştuysam diye:)))Ama zaten o beni dinlemek istedi buluşmamızın en önemli odak noktası bu idi..
Ben ortaokulda,lisede kompozisyon yarışmalarında ödül alırdım...Öğretmenlerim kompozisyonlarımı anlatım dilimi çok severlerdi.Hele biri tutturdu sen edebiyat seç diye...Yok hocam dedim ben öyle fa feylün ma feylün okuyamam...okuyan arkadaşlarımdan bilirim.Üniversitede Edebiyat bölümünde osmanlıca dersi filan zor....bana gelmez...zora gelemem...Ama başarıyı severim..Ben böyle naçizane yazarım yazımı hala saklarım kompozisyonlarımı...Neyse çok uzatmayacağım...Ben yemek bloglarında gezerken arada bir kaç okuma ,seyahat bloglarına girer okurum.Onlar benim ruhumu dinlendirir...Yeni bir blog keşfettim Tuğbanın dünyası..kısayolunu veremiyorum yine kaydetmiyor geçen günkü yazdıklarım gibi bir çoğu uçtu:(((Allahtan bu sefer yarısını kurtarmışım bir sürü şey yazdım ama tekrar yazamayacağım bu gün bale spor tekrar başlıyoruz zamanım yetmez yeniden yazmaya.Belkide bir hayır vardır diyorum...bazıları yazdıklarımdan alınabilirdi...Geçen senelerde bir kek yapmıştım içinde supangle bulunan ama fırından kek çıkar çıkmaz çökmüştü ve istediğim sonucu alamamıştım.Dün tekrar denedim bu sefer oldu.Adını Çikolata Şelalesi olarak değiştiriyorum ve sizlerle kısaca şunları paylaşmak istiyorum.Dün sıcakken yedim,soğuduktan sonrada tadına baktım ve bu sabahta tattım.Yanlış anlamayın sizin için çalışıyorum:)))Dün akşam sıcakken sufleye benziyordu,soğuduktan sonra kek ve supangle ayrı ayrı hissediliyor ama kek henüz yumuşak bir bütün gibiydi.Bu sabah kek kurumuştu özellikle akşamdan üstünü kapatmadım,supangle fazlasıyla hissediliyordu...En çok nasıl severseniz öyle tüketin...Gelelim tarife,

Çikolata Şelalesi
3 yumurta
yarım su bardağı şeker
tarifte 1 bardak ama ben 1,5 su  bardağı  un koydum ve yine de az oldu bakmayın keke büyük duruyor ama 10 cmlik bir kalıp bu...ve kesinlikle bu kadar kalıp için bir ölçü asla bu ölçüyle büyük kalıpta yapmayın...
1 paket kabartma tozu
125 gr oda sıcaklığında yumuşamış margarin
3 yemek kaşığı kakao
 yarım paket supangle ve süt
İlk önce
yarım supangleyi 1 bardak süt ile pişirin ve iyice soğutun ben balkona koydum..
Yumurta ve şekeri çırpın içine diğer malzemeleri katıp tekrar çırpın ve yağlanmış  kelepçeli düz bir kalıba dökün 180 derecede 25 dakika pişirin.İlk sıcağı çıkınca ters çevirin ve üstüne pudra şekeri serpin...Biraz soğuduktan sonra kesin aksi halde dağılıyor...Afiyet olsun sevgiyle kalın...

6 Mart 2012 Salı

HASTAYIM HASTA CANIM İSTER PASTA....

Hastalıktan tam anlamıyla kırıldım.Yataklara düştüm en sonunda doktora gidip ilaç aldım,bugün biraz daha iyiyim...Kendimi bu ara biraz fazlasıyla yordum.Hızlı bir  tempoda gidiyorum,vücut biraz ben seni düşüreyimde anca öyle otur dinlen dedi  herhalde...Geçen hafta hem kızıma bakarken hemde mutfakta çok yoruldum hafif bir nezle vardı ama üstünde durmamıştım.Yine dinlenmeyip koşarsan olacağı bu sürekli uyuyorum,yemek yiyemiyorum,dahası oturamıyordum ta ki bugüne kadar.Annelerin hastalığı kısa sürer ne yapalım bana bir günde yetti...Dün eşim kızıma baktı ben gözümü bile açamadım,sabahta bana diyorki çok yoruldum,zaten pazar gecesi yastığı,battaniyeyi alıp koltuğa yatınca eşim bana bak benimde burnum akmaya başladı demezmi....ben hastalanınca evin bütün ahengi bozuluyor...Annemde hastalanınca öyle olurdu rahmetli babacığım koşuştururdu birşeyler yapmak için dışarıdan hazır yemek yenilirdi.Ziyaretlerime gelen arkadaşlarıma teşekkür ederim,bende gelicem size en ısa zamanda sizlere bakalım geçen 2 günde neler olmuş bitmiş merak ediyorum...Geçen haftasonu bir kaç şey yaptım...Spora gidemiyorum ya evde daha çok kaldım,battı balık yan gitsin dedik ama salata ve yemekleri dengeledik...Cuma günleri bizim burda pazar kuruluyor herhafta çıkmazsam olmaz kendimi eksik hissediyorum.Kızımıda hasta bırakıp çıktım ama evde de bir şey yoktu bir hafta önce çıkmayınca kurudu dolap...Ne meyva kalmış,ne sebze pazarda tazesi olunca marketten ,manavdan almak ta işime helmiyor...Eşim akşam arkadaşlarımla dışarı çıkıcam yemeğe deyince ee dedim anneme ve kızıma bir ziyafet yapayım... yufkadan gözleme,kısır,patates pastası ohh tabii bayıldılar eşiminde ağzı sulandı eve gelip üstünü değiştirmeye gelince gördü mutfakta...bir sitem etti ben zaten seyahatte oluncada dışarı çıkıncada çok güzel yemekler yapıyosun diye ne yapalım...Eskiden tektim yapmazdım o evde yokken ama kızım büyüdü,annem de evde mutlaka bir şey yapıcam yemek  yemek için bende onları memnun edecek şeyleri yapıyorum zaten hafta içi sebzemizi,bakliyatımızı yiyoruz dengeliyoruz,haftasonu da böyle kaçamaklar yapmazsak insan nasıl mutlu olucak.Cumarteside bloğuma tarif koymuştum hatta ilk yazım uçup beni üzdükten sonra ikincisini yazıp yayınlamıştım.Bütün gün mutfağa girmedim ama hep yazıyorum yazılarımda haftasonu pratik ve güzel yemekler yapmak işime geliyor.Ne zamandır Çökertme yapmamıştım,eşime dışarıdan pide aldırdım,ve 1 saatte hazırladım yanında nar ekşili soslu brokoli salatası.Pazar günü de sabah kahvaltıya gittik dışarıya bu aralar iki hafta bir okul yararına kahvaltı düzenleniyor,bizde hem yardım olsun hemde arkadaşlarla görüşmek için gidiyoruz bu etkinliklere...Neyse hasta hasta gittim eve gelirken bu ayki dergilerimide aldım....Lezzet dergisinde bu ay güzel tarifler vardı bana unuttuğum bazı tatları hatırlattı... Bir yarışma için pasta yapmıştım ama yarışmaya girmekten vazgeçtim.Aman bide kazanırım ilk 10 girerim:))) 14 Nisanda İstanbulda olup jürininde önünde  pstanın aynısının yapılması gerekiyor.Geçen yazımda unutmuşum size söylemeye ehliyet kursuna yazıldım.Artık benim için bir kaçınılmaz oldu eşimin dürtmesiyle cuma günü yazıldım ama sınav tarihi 14 Nisan o yüzden bu pasta yarışması sevdasından vazgeçtim gerçi eşim gönder diyor,içinde kalmasın ama kazanıpta gidemezseem daha çok içime oturur...Zaten yaptığım pasta yerine başka bir pasta yapmaya karar verdim bakalım belki bu hafta aklımda olanı yapar gönderirim:))))bilmiyorum.Pazar akşamıda yine beni çok yormayacak hemde evdekileri mutlu edecek Pizza yaptım.Eşime fazla ekmek hamuru aldırmışım,pazartesi doktordan gelince sabahtan beride bir şey yemeyince dergide gördüğüm çoktandır da yapmak istediğim bir şey yaptım.Baharatlı ekmek hamurundan lokma...Tadı nefis oldu,yıllar önce yazlıkta komşumuz bir kandilde yapmış bize göndermişti çok hoşumuza gitmişti ama kendim hiç denememiştim...Dergide görünce hemen denedim.İşte şimdilik benden bu kadar tarifler geliyor...Umarım sizlerde yapar afiyetle yersiniz...


Bu KISIR başka KISIR içinde erik ekşisi var.Malatya!dan sevgili Sevinç ablam bizim için getirdi...Onda yiyip sürekli tadına  ayılıp bayıldığımız bir kısır bu !!!!bu yaz en sonunda tatil dönüşü getirdi.Mutlaka Malatya ya giden olursa istetin..Bu ara benden siparişlerde de bu kısır dan istenildi yaptım aceleden fotoğraflarını çekemedim.Tadını okadar çok beğenmişler ki ev sahipleri teşekkür telefonu etti ve kendilerinin çok az yiyebildiklerini söylediler..Çünkü misafirler silip süpürmüş:))))
Erik Ekşili Kısır
2 su bardağı ince bulgur
3 yemek kaşığı erik ekşisi(görünümü sert pelteye benzer)
1 su bardağı sıcak su erik ekşisini ezmek için
2 yemek kaşığı domates salçası,1 yemek kaşığı biber salçası
1 tane kuru soğan,4-5 dal taze soğan,10  dal maydonoz
1 diş sarımsak,nane,karabiber,pulbiber,kimyon,tuz ve zeytinyağı
Bulgurun üstünü geçecek kadar sıcak su koyup üstünü kapatıp 10 dakika demlendiriyorum.Başlıyorum sıcak suda erik ekşisin ezmeye burası biraz zahmetli sert bir pelte gibi erik ekşisi sabırla sıcak seda eziyorum ve sıcak suyun hepsini bir kerede dökmüyorum yavaş yavaş su ılındıkça sıcak su takviyesi yapıyorum.İçinde pürüz kalmayınca hazırdır demektir.Bulgurun içine sırayla ekşiyi ,salçayı ,soğanı rendelenmiş sarımsağı ve baharatları katıp bir güzel yoğuruyorum.Maydonoz,tazesoğan ve yağınıda ilave edip karıştırdıktan sonra kısır hazırdır demek....
Hazır pazardan herşey taze taze gelince bu salatayı yapmamak olmazdı!!!Bu salatayı da sevgili Nurhan ablamdan öğrendim hatta onun üniversitede okuyan kızı Dilara yapar bizim için onlara gittiğimizde sevgisini ve emeğini katınca tadından yenmez olur.Denemenizi tavsiye ederim.
Patates Pastası
6 tane  orta boy patates haşlanmış ve ezilmiş olacak.
1 tane büyük havuç rendelenecek
bol dereotu,bol maydonoz,5-6 dal taze soğan
kekik,pulbiber,karabiber,tuz
1 tane limon suyu 2 yemek kaşığı,sirke(bir keresinde elme sirkesi ile yedim tadı harika oluyor)yeterince zeytinyağı
üstüne sarımsaklı yoğurt ve yağda kızarmış nane ve pulbiber...
Haşlanmış patatesi ezin ve içine tüm malzemeyi koyup yoğurun bir borcama elinizle bastırın üstüne sarımsaklı yoğurt ,baharatlı yağı dökün ve eğer soğuk servis etmek isterseniz yağını dökmeden dolapta bekletin ve yağını asla kızgın dökmeyin derim benden tavsiye....daha önce misafirim için yapmıştım ama bir türlü yayınlamamıştım.Geçen seneden aslında elimde çok yapılmış tarif fotoğraf var ama o zaman babam vefat ettiğinde bloğumda çok zaman geçiremiyordum.:((( ofotoğraflarıda değerlendirmek gerekiyor sırasıyla.


Şimdi sırada Çökertme ve Nar ekşili sarımsak  soslu Brokoli...Brokoliyi ben buharda haşlar üstüne zeytinyağ ve limon gezdirirdim.Fakat Emine annemde (kayınvaldemde)böyle yedikten sonra bu tadıda çok sevdim.Gerçi eşim ve kızım böyle sevmiyor ama ben kendim için ayırıp bazen böyle sosluyorum.Çökertmeye gelince İstanbulda yaşarken iş çıkışı eşimle ozamanlar nişanlıydık.Ortaköyde sahilde yemek yediğimiz bir lokantada merak edip yemiştik ve içindekiler basit olunca tarifini anlalamak benim için kaçınılmaz olmuştu o gün bugündür yaparım.Hatta Antalyada kayınvaldemlerde yapıncada onlarda Muğlalı olarak hem bu yemeği sevdiler hemde benimsediler.Ama ne zamandır onlarada yapmaz oldum..Yeni şeyler öğrenince bazen az yaptığımız yemekleri yapmayı unutuyoruz...

Nar ekşili sarımsak soslu Brokoli
Brokoli çok az suda az zamanda haşlanır(biraz diri olunca daha iyi olur,vakit varsa buharda haşlamak en iyisi)
4-5 yemek kaşığı nar ekşisi,yarım limosuyu,2 yemek kaşığı zeytinyağı ve az tuz
1 diş sarımsak ezilmiş olacak.Bunları karıştırıp sos yapın.
Haşlanan brokolinin üstüne , sos dökülecek hepsi bu kadar...



Çökertme(3-4 kişilik)
yarımkilo dana bifteği(bonfile bulsaydım ondan yapardım daha yumuşak olurdu)ama istenirse küçük köfteler yapıpta bu yemeği yaparsınız ben ara sıra öylede yaparım.
3 tane tırnak pide
3-4 tane patates kızartması
1 kase yoğurt
kimyon,karabiber,kırmızı toz biber hem zeytinyağ hemde tereyağ
eti ince şeritler halinde kestim zeytinyağında kavurup 1 yemek kaşığı sirke koyup kısık ateşte pişirdim.Etler pişince içine baharatları ve tuzunu kattım.Pideleri küçük küçük kesip tereyağında birz çevirdim.Servis yapacağım tabağa pideleri,yoğurdu,eti ve kızarmış patatesleri üst üste koydum bu kadar kolay.
Pastanın tarifi benim klasik pandispanyadan yaptığım ve barbie pastasında da kullandığım hazır ahududulu pasta kremasından oyüzden tarif vermiyorum.

Pizzaya gelince daha önce paylaştığımı düşünüyorum ama yinede kısaca bahsedeyim.Ekmek hamurunu yağlanmış tepsiye elimi yağlayıp döşüyorum üstüne domates püresi ve salçadan sos yapıp döküyorum ve sırayla istediğimiz malzemeleri  döşeyip fırında pişiriyoruz çıkarmaya 5 dakika kalıp kaşarpeynirinde döküyorum eriyince çıkarıyorum ve dilimliyorum.Eşim bu sefer çok malzeme koyma dedi bende mantar,sosis,sucuk,yeşilzeytin ve kaşarpeyniri ile yaptım.Diğer resimde benim süper malzemeli pizzam var onun içinde yok yok...daha önce paylaşmadığım bir resimdi.





Benden şimdilik bu kadar sevgiyle kalın kendinize dikkat edin aman hastalanmayın...