21 Ekim 2012 Pazar

Yağmur....


Dün akşam Antalya'ya geldik.Cuma günü ben nasıl bir telaşla hem pastamı
yaptım hemde arkadaşlarımla birlikte kutlamak için sofra hazırladım.Gece yarısıda misafirlerim gittikten sonra hem ortalığı topla hemde bavul hazırla.Diş ağrısındanda sabahı sabah ederek ertesi gün Yolculuğa çıktım.Cuma günü arkadaşlara çay a gelin pasta keseriz dedim.Ama Nurhan ablamın kızı Konyadan tatil için gelince işler değişti Bayramda ben Antalya'da olacağım için görüşemiyecektik ozaman dedim ben börek çörekde yapayım...Oturdum gündüzden Arnavut böreği yaptım pırasalı ama yine fotoğraflamadım..Bu kaçıncı yapışım ama nedense bu böreğin bir resmini çekemedim..O karmaşada pastamı nasıl yaptım bilmem gerçi Beyzanında(komşumun kızı pasta yapan) çok yardımı oldu nerdeyse o bile yaptı süslemeleri diyebilirim.Ben daha önceden pastayı kremalandırmış dolapta bekletiyordum.İnsan kendi söküğünü dikemiyor maalesef.Çok istediğim gibi olmadı artık başka bir yıldönümüne ne yapalım...


Pastamı vanilyalı pandispanya,arasında pastacı kreması ve muz vardı.

Ne tarif vereyim diye çok düşündüm işte buna karar kıldım...

Bir balık tarifi bende vereyim bari...Palamut bol iken...
Fırında Palamut
2 palamut dilimlenmiş
1 tane soğan piyazlık
2 domates
4 biber
karabiber,tuz,yağ
Balıkların kanı iyice temizlenir ve tuzlu suda bekletilir.Soğan sotelenir,biber eklenir onlar kavrulunca domates eklenip suyu çektişrilir.Karabiber ve tuz eklenip altı kapatılır.
Tepsiye palamut balıkları dizilir.Üstüne sos bolca dökülür.Fırında pişirilir.
Herkeze iyi haftalar....

17 Ekim 2012 Çarşamba

Epey ara vermişim!!!

Geldim geldim burdayım zaten burdaydım da yazı yazmadım.Arkadaşlarımı gezmeye çalıştım.Ama bakıyorum bloglarımdan okuma listesine hepiniz buara liptonun reklam kampanyasına takılmışsınız onlar sayfalardan uzaklaşana kadar bende biraz dinlendim.Baktım yeni tarif yok.Bende dukan diet yemek tariflerinin verildiği yeni bir blog keşfettim facebookta da sayfası var 2 gün boyunca hep oraya takıldım çok güzel tarifler öğrendim,bir defterime tarifleri geçirdim,halada yazmak istediğim çok tarif var bugünde takılırım herhalde.Simla aslında (dukanyemektarifleri bloğunun yazarı)bizim hep yediğimiz bildiğimiz yemekleri dukana uyarlamış.Başarılıda olmuş yüzlerce takipçisi var hepside tarifleri denediklerini beğendiklerini ve iyi sonuç aldıklarından bahsediyorlar.Bana bu siteyi öneren kızlarımlamutfakta(Fatoşa)teşekkür ediyorum.Bu site sayesinde dukan dietini gönül rahatlığıyla yapabileceğimi hem sevdiğim şeyleri gönül rahatlığıyla yiyebileceğimi görmek beni mutlu etti.Tatlısız ve hamurişi yemeden nasıl günler geçireceğimi kara kara düşünüyordum ama yulaf kepeği ile yapabilecekleri görünce bu dieti daha çok sevdim.Kitap bitti ama ben hem iyileşmeyi hemde bayramı bekliyorum.Bayramdan sonra hemen başlıyorum...Şuan arşivim birikiyor en azından ozamanlar sizinle paylaşacağım bir çok tarifim olacak...Bugün dikişlerim alınıyor.Ama ikigündür canım hem acıyo hem çene kemiğimde bir zonklama var ara ara beni rahatsız ediyor.Sanırım biraz daha çekicem bu ağrıları...Diğer ameliyatı hemen olmuycam biraz daha toparlanmalıyım.
Size bahsetmiştim geçen hafta evlilik yıldönümüzdü ama bu ameliyat yüzünden kutluyamamıştık.Benimde aklıma fikir geldi haftasonu yine hava çok güzeldi yeni taşınan komşumuzu ve eski komşumu Nurhan ablamı ve Sevinç ablamla yine ailece görüştüğümüz ve geçen yıl beraber çalıştığımız aile birliğinden Vildanlarıda çağırdım.Ben bir gün öncesinden bütün tavukları sosladım(fotoğraf çekmediğim için üzgünüm)pikniktede çekemedim ama bir telaş vardı hem onları hazırlıyordum hem kahvaltılık sosu ve acılı ezme hazırlıyordum.Daha sonra paylaşacağım tepsi kebabını hazırlarken inanın fırsatım olmadı...Ama ilgilenenler için sos;yoğurt,sıvıyağ,pul biber,kekik,tuz,domates salçası,biber salçası(1 er kaşık)hepsini harmanlayın tavukları buna bulayın bırakın 1 akşam kalsın dolapta.Ben rahat rahat yiyebileyim diye tavukların göğüs olanlarını şişe geçirdik ama diğerlerinden de yedim çok yumuşacık olmuştu.O gün herkez bizim evlilik yıldönümüzü kutlamak için elleri hep dolu gelmişti.Çiğ köfte,sucuk,köfte de vardı menüde ve ben çayla birlikte yemek için un helvası yaptım.Yine çok güzel bir gün geçirdik.Yarın da pastamızı keseceğiz hep yapmak istediğim bir pasta vardı onu yarın yapıcam ama hazırlıkları bitti tabii kreması,pandispanyası hazır...Cuma günü paylaşırım sanırım.Sonrasında yoculuk var Antalya'ya gidiyoruz.Bayramda ordayız eğer vaktim olursa ordanda bir kayıt yaparım umarım.Ama şimdiden söz vermeyeyim...
En son kaydımda size bir patates çorbasından bahsetmiştim.anneeli ve festiganda gördüğümü ameliyatımın ertesi gün yaptım.Karnım acıktığında rahat rahat içtim.Oldukça doyurucuydu.Bence hiç durmayın hemen yapın derim...Evet havalar güzel gidiyor ama çorba içilmeyecek kadar da sıcak değil.Hele akşamları nasılda soğuk oluyor.Ben dişimden dolayı zaten hergece çorba pişirdim.İşte şimdi çorbanın tarifi;

 Fesleğenli Patates Çorbası
5-6 patates
1 soğan
1 kaşık un
fesleğen(ben hem taze kullandım hemde kurusunu)
2 yemek kaşığı yoğurt
tuz,sıvıyağ,tavuk suyu veya et suyu

Patatesi ve soğanı doğrayın sıvıyağda kavurun biraz renkleri değişince içine unu katın ve tekrar kavurun unun kokusu çıkınca içine tavuk suyu veya et suyunu dökün.Bende buzlukta et suyu vardı ondan koydum ama 1-2 bardak normal suda koydum(önce 1 bardak koyun eğer koyulaşırsa kıvam için su ilave edersiniz.)Artık bu aşamada kaynasın çorba daha sonra blendırdan geçirin,altını kapatın ocağın.Ben bu aşamada biraz sıcağının çıkmasını bekliyorum yoğurt çorbalarının kesilmemesi için. Bir kasede yoğurdu çırpın çorbadan az az kaseye dökün çırpın ve ilk sıcağı çıkmış çorbanın içine dökün karıştırın.Hemen tuzunu koymayın biraz homojenleşsin çorba daha sonra fesliğenini ve tuzunu koyabilirsiniz.Ben çok sevdim bu çorbanın tadını umarım sizde yapar seversiniz.

11 Ekim 2012 Perşembe

Acıyor acıyor çok acıyor.

Evet dün akşam ameliyat oldum.Bitti deyip sevinemiyorum.Sorun olmayan çürük olmayan dişleriminde(20)çekilmesi gerekir demezmi doktor.Filmde gösteriyor üstünüde alalım nasılsa uyuştu diye sana faydası yok diye ee tamamda benim canım çok acıyor.6-7 kere iğne yapılmasına rağmen benim canım çok acıdı dişimi dörde böldüler o testere sesi gibi bişey beni mahvetti her batırışında benden çığlıklar bağırmalar.Eşim yan odada benim her bağırışımda oda ayaklanmış.Ama elden ne gelir içeriye girmesi yasak...1 saat demişti doktor okadar uzamadı ama kendimi okadar çok sıkmışımki şuan heryerim ağrıyor zaten çok halsizim...Nede olsa bıçak deydi işte.Bayramdan sonra  diğerinede alalım dedi bakalım el mahkum aldırcam çünkü bu çürüdüğü için benim canım çok acıdı onuda çürütmeden almak lazım ertelememin faydası yok bana zarar.Bu ameliyatı zaten benim 15 yıl önce olmam lazımdı ama işte yumurta kapıya dayanmadan yani uykunda ağrıdan uyanmadan kuyruğun sıkışmadan diş doktoruna gitmiyorsun.İşte geldi geçti bakalım diğerinede atlatayım ozaman ohh be diyeceğim.
Yemek yiyemiyorum sadece sıvı ve çorba...Bugün anneeligibi(Reyhanda)sonrasında da Festigan(İlhan Bey)bloglarında gördüğüm Patates çorbasını yaptım ama akşam resimliyeceğim sonra sizinle paylaşırım.Bugün aslında ben bir yemek paylaşacaktım hemen verip tarifi yayınlıyacaktım ama baktım anneelinde yayınlanmış sonra hadi balık tarifi vereyim dedim oda Festiganda var...Buara çok pişti oluyorum...O yüzden bende bunun tarifini veriyorum
Edirne Yaprak Ciğeri...Anne tarafım Rumelili hatta çoğu Edirneli...Biz çok seviyoruz ciğeri.Geçen haftada sağlıklı olsun diye sotesini yaptım baktım onuda yayınlamış bir arkadaş...Ay buara ne oluyor bize...Arkadaşlar hep aynı yemekler çakışıyor şuan arşivde bademli pilav var onuda biri yaptı buara ben ne yapıcam arşivimde kalmadı valla bişey eğer iyileşirsem demiştim  haftasonu evlilik yıldönümümüz için bişeyler yapıcam ama zor gözüküyor sanırım Çarşamba dikişlerim alınacak ya bizim kutlama haftaya kaldı....Sağlık olsun.Doktorda dalga geçiyor benle eşinizin size yıldönümü hediyesi diye..

Edirne Yaprak Ciğeri
Biz bu ciğeri bütün alıp öyle donduruyoruz daha sonra hafif buzlu eşim yaprak gibi kesiyor tabii orjinali gibi ince olmuyor.
Una bulayıp kızgın yağda kızartıyoruz ben kızarma aşamasında kimyon atıyorum kekik atıyorum ciğerin o ağır kokusunu alıyor.Yanına sumakla soğan,yada maydonozla soğan harika oluyor.Edirnede mutlaka acı biberde olur.Umarım yaparsınız.Gerçekten güzel bir yemek ....
Buarada bel fıtığım korkulacak bir düzeyde değilmiş.Hatta küçük bir yırtık gibi dedi doktor.Platatese devam,kilo kontroli ve hep dikkatli olmak .Ama ben bu sene plates için spor salonuna gidemiyeceğim(kızım okula başladı zor) evde yapmaya çalışacağım.Sabahları yürüyüş yapıp yakında ağzım iyileşsin Dukan dietine başlamıyı düşünüyorum.Benden şimdilik bukadar.Hoşçakalın.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Sonbahar ve İstanbul Özlemi...


Herkeze mutlu sağlıklı güzel bir hafta olmasını temenni ederek başlamak istiyorum.Buara etrafımda ve blog arkadaşlarımda yakınlarında  ve bende de olmak üzere bir sağlık problemi olmakta.Umarım hepimiz bir an önce iyileşir eski sağlıklı günlerimize kavuşuruz.Maalesef sağlığımın elden gidene kadar vücudumuzu kendimizi hoyratça harcıyoruz.Dün bu güneşi bidaha nerde bulucaz diye yine piknikteydik.Gerçi biz havalar soğuyuncada gidiyoruz ama bu havalarında kıymetini bilelim dedik.Bol bol yedik ,eğlendik.Güzel bir pazar geçirdik.Öyle planlanan bişey değildi biz evde film izliyorduk ben mutfağa bir tarife bakmaya geldim eşimin telefonunun çaldığını duydum.Pikniğe gidelim deyince eski komşumuz hep bahsettiğim Nurhan ablamın İranlı eşi...Hadi gidelim dedik.1 saatte hazırdık.Yine bir hafta başı ve eşler işte çocuklar okulda biz evin işlerini yaparken yoğun bir haftaya başlıyoruz.
Sonbahar....Benim en sevdiğim mevsim Hazan bir mevsimin bitişi bir mevsimin başlayışı...

Uzun zamandır Eylülü sonbahar gibi yaşamasakta rüzgarıyla akşamın serinliğiyle güneşin çok kızgın olmamasıyla azda olsa bize sonbaharın gelişini hatırlatır.Ama Ekim öylemi!İyiden iyiyye sabah,akşam ve gündüz hava sıcaklığı hissedilecek derecede artar.Güneşin yakıcı bunaltıcı hali zevkli hale gelir.Gölgeden geçince üstünüze birden vuran güneşin ışığıyla içiniz ısınır asla şikayet etmezsiniz.Benim sonbahar hayatımda önemli bir yerde teşkil etmektedir.Eşimle Kasımda flört etmeye başladık,Kasımda nişanlandık.Ekimde evlendik.Çarşamba günüde evlilik yıldönümümüz ama ben yarın bir aksilik olmazssa dişimden ameliyat olacacağım için haftasonuna erteledik kutlamayı.Çok şık bir pasta yapmak istiyorum bakalım KISMETSE.Geçen yılda ben ogün çok hastaydım kutlamamıştık ve ertelemiştik daha sonra bazı sebeplerden dolayı unutuldu gitti.Ne yapalım sağlık olsun dedik seneye kutlarız dedik.İşte şimdi yine benden kaynaklanan bir sağlık sorunu....Üzüldüm ama haftasonu çok umutluyum.
Sonbahar deyince tabii hayatımın büyük bölümünün İstanbulda geçmesiyle aklıma hep orası geliyor ve ordaki manzaralar...




Yıldız parkı sararmış kısmen dökülmeye başlamış ,kızıla boyanmış ağaçlar,Beşiktaştan Ortaköye doğru uzanan yol ayaklarının altında ses çıkaran yaprak örtüsü,Taksim Parkındaki çay bahçesi hala orası varmı gerçi bilmiyorum.Boğaz Hattı ile vapur gezisi ve Adalar.Emirgan korusu ve deniz kenarındaki çay bahçeleri.Özledim...Eskiden fırsat bulup yılda 4-5 kez gidebiliyordum.Ama kızımın doğumu ve sonrada okula başlaması ile İstanbulda gezmek bir hayal oldu.En son gittiğimde sıcaktan ve yol çalışmalarından çıkmadık.Ve onun öncesi maalesef 2 gidişimdede hep vefat nedeniydi 10 gün kalmama rağmen adımımı evden çıkaramadım.Unuttum aslında İstanbul'u dışarda yürümeyi.Aklıma geldikçe İstanbul bir ahhhh deyip geçiyorum.Hep başka sefere sağlık olsun deyip geçiyorum.Bu kasımdada bir 2 günlük kurs için gidicem ama bütüngün kursta olacağımdan biryere gitmeden döneceğim maalesef.
Size bugün vereceğim tarif benim taa İstanbuldaki hayatımın ta kendisi aslında.Üniversite hayatım olsun yada bir sokak gezimde bıkmadan usanmadan yediğim ve en çok yemekten zevk aldığım sokaktaki tek yiyecek.ÇATAL...Evet çok severim ve simitten daha çok severim.Maesef İstanbul simidi benim biraz midemi rahatsız ettiğinden midir bilmem ben tercihimi eğer sokakta karnım acıktıysa ÇATALDAN yaparım.Üniversiteden çıkınca vapurdan çıkıp otobüs durağına gidene kadar midemi bastırmak ve akşam yemeğine de daha çok olduğundan açlığımı bastırmak için çok severek yerdim.Burda yok pastanelerde zaten burda sokakta simitte yok:))
Çok uzatmadan ve buarada Porselen Demlik Çay Saatine uygun oluşundan da arşivimden bugün bunu yayınlamak istedim.
Hadi Buyrun Bakalım.


İstanbulda Çatal ve Simit satılan seyyar araba...


Tatlı gevrek mis gibi Mahlep kokusu...


Bu tarifle canım ne zaman Çatal isterse yaparım.Kolay ve pratik bir tarif.
ÇATAL
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı eritilmiş margarin
3 yemek kaşığı mahlep
1 yumurta akı içine sarısı üstüne
1 tatlı kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz (siz en çok hangisini severseniz yer değiştirin)
aldığı kadar un
üstüne çörekotu ve susam
Malzemeyi yoğurun elinize küçük  ceviz kadar bir hamur alın tezgahta elinizle çubuk yapın.Aynısını tekrar yapın ve önce iki ucunu sonra diğer uçları birleştirin.Yağlı kağıtta üstüne yumurta sarısı sürüp çörekotu ve susamla birleştirip.170 derecede üstü kızarana kadar pişirin ılındıktan sonra tepsiden alın ve servis edin.Afiyet olsun.Umarım sizlerde severek yapar ve yersiniz.
Bu tarifim 76.Porselen Demlik Çay Saati Etkinliğine ev sahipliği yapan Füsuna gidiyor.Bol tarifli bir etkinlik olsun diyorum arkadaşıma çok da güzel fikirler ve tarifler var burdan onun bloğunada bakabilirsiniz.http://www.fusununmutfagi.blogspot.com/
İyi Haftalar ve kucak dolusu Sevgiler...

3 Ekim 2012 Çarşamba

Neler Oluyor Yaprak Dökümü Başladı....Marşmallow eritmek?

Bir şarkısın sen Ömür Boyu Sürecek.
Dudaklarımdan yıllarca Düşmeyecek...
Samanyoluda öksüz kaldı çok sevdiğim sanatçılardan Berkant'ıda kaybettik.Nur içinde yatsın...Sanatçılar ölmez yaptıkları ilelebet kalır...

Sonbaharın gelmesi ile zaten yaprak dökümü başladı ülkemiz zaten bol bol askerlerinide yitiriyor.Ama bildiğimiz insanlar olunca bu arada fazla olunca sanatçı yaprak dökümüde yaşadık.Bizim burdada inanın sabah bir başlıyorlar anonslara üzülüyor insan bu benim sabah sabah çok moralimi bozuyor.Hele pazar sabahları neşe ile kalkıp ailece tek birlikte kahvaltı ettiğimiz gün duyuyoruz ölüm haberlerini demorilize oluyoruz.Ama hayat bu işte ...Doğumlar oluyor günde kaç defa ama ölümlerde okadar eşit...
Tatsız şeyler ama gerçekler.
Buhafta çok çalışkanım 2.kaydım aman nazar değmesin.Evdeyim ilaçlarımı alıyorum dinleniyorum.Haftaya Çene Cerrahı geliyor sanırım salı günü ameliyatımı olacağım...Bu haftada Cuma günü bel mr ımı doktora göstereceğim.Off çok sıkıcı işler bunlar ya...Can sıkıcı...işte
Tarifler çok birikti çok ama pazartesi günkü kaydıma devam olsun diye ve internette çok karmaşa var şu marşmeloww hamurundan şeker hamuru yapma kayıtları bazılarını okuyorum gülüyorum.Ya tam araştırmıyorlar yada gözü kara dalıyolar işe...Ben daha önce komşumla kızımın 3.yaşında denemiştim,ama gördümkü komşum çok uğraştı epey bir zorlandı bende bir daha denemedim.Hazırını sipariş verdim ama 1 yaş pastasında farklı renklere ihtiyacım vardı ve sipariş hamurların içinde beyaz renk yoktu 6 ay önce bu malzemeleri satanlarda küçük paketlerde şeker hamuru yoktu.Şimdi her sitede 250gr lık 125 gr lık paketlerde var

 eğer sizde yakınlarınıza giderken sevimli kurabiyeler ve keklerin üstünü kaplamak isterseniz hem bu paketlerden internetten sipariş verebilirsiniz yada benim şimdi vereceğim Marşmelowdan eritilip şeker hamuru yapabilirsiniz...Ben önce Ayşe Yamanın bloğuna gittim.Orda yazdığı herşeyi tek tek okudum(yorumlardaki cevaplarınıda) googleda en çok tıklanan bu yayın marşmelowla ilgili ...2007 te yayınlamış ama 2012 de bile hala yorum bırakan olmuş ve Ayşe Hanıma bununla ilgili sorular geliyor.Ayşe Yamanın sayfasında hala en popüler yayın:)))
Sonra diğerlerinede gittim baktım bazı ölçüler aynı ama yapılış biçimleri yada karşılaşacağınız sorunlarla nasıl başetmeniz gereken cevaplar yok...İşte dedim bende yapayım ve bununla ilgili bir post yayınlıyayım.
http://ayseyaman.blogspot.com/2007/12/marshmallowlu-eker-hamuru-yapm-ve-dnya_11.html
Eğer bu konuya ilgiliyseniz mutlaka okuyun derim.
Diğer sayfalarda evde çocuklarına pasta yapan annelerin yazdıkları vardı,marşmallowu eritince kimi toparlamak için un kullanmış(sanırım hamur deyince un ile toparlayacağını sanmış) kimi nişasta boca etmiş...Tabii iki uygulamada yanlış ölçüdeki şekeri gerektiği kadar ilave ederseniz istediğiniz kıvamda olacak.Daha sonra dinlenen hamuru nişasta ile açarsanız bu hamur sizi hiç üzmez..

Bu resim aylar önceden sizin için çekilmiş bekliyordu...Çekimler benim 6 yaşındaki kızıma ait.Bazen hayatımı kurtarıyor Ben Bu marşmallowu kullandım.
2 paket alıp beyazlarını kullandım.
2 kaşık su
450 gr pudra şekeri ama yetmedi mutlaka 1 paket elinizde bulundurun.
bir çimdik tuz ve elinizi yağlamak için en son kullanmak üzere margarin.
Bir tencereye su koyun ve ondan daha küçük bir cam kabada şekerleri koyun ve kısık ateşte şekeri eritin pudra şekerinin yarısını ve suyu da katın kaşıkla karıştırın.Eridikten sonra ama su gibide olmayacak yukarıda resimde akışkan halini görebilirsiniz.Tezgaha pudra şekeri serpin ve eriyen şekeri dökün ve üstüne azar azar pudra şekeri dökün ama herseferinde az miktarda.Elinize gelince toparlanınca başlayın yoğurmaya elinize yapıştığında tekrar pudra şekeri dökün.Artık elinize yapışmayan bir hamur olduysa elinize ben becel sürdüm ve heryerini bununla buladım strece sardım 1 gün dışarıda beklettim.Mutlaka kaplamadan 1 gün önce yapın...Kaplama yapmadan önce elinizle yoğurup hamuru yumuşatın.Tezgaha nişasta serpin ve öyle açın.
Ben artık bu şeker hamuruna çok rahatlıkla ulaşabiliyorum.Güvendiğim sitelerden alışveriş yapıyorum ve 1 günde kapıma geliyorlar.Bu marşmallow eritme macerasına girmeyi şu açıdan düşündüm...Bu yöntemide bileyim.Kusur kalmıyayım acil bir sipariş olur elimde olmaz öğreneyim dedim.Ve şunu bilin şeker hamurundan daha lezzetli en azından ne olduğunu biliyorsunuz.Ama profosyonel kaplamalarda sizi biraz üzebilir çok kırılgan bir yapısı olduğu için kolaylıkla çatlıyabilir.
Ama kurabiye ve cup cake süslemek için bence ideal.Hem daha ucuz hemde yenilebilir olması çok iyi...Eğer 2-3 tane ana renkte gıda boyasıda temin edebilirseniz tamamdır bu iş..
Burda 6 yıl önce bulunmazdı şimdi aktarlarda biz her rengini bulabiliyoruz.
Komşumla kızıma yaptığımız pasta...


Bu pasta komşumun 2.denemeseydi benimse ilk ben şeker hamuru ile bir şey yapmadım sadece pasta kremasını hazırlamıştım.Geri kalanı Nurhan ablam yapmıştı.Biz pastayı 1 gece kapalı balkonda muhafaza ettik Çünkü şeker hamuru ile kaplama yapılırsa asla dolaba konulmaz.
İşte böyle eğer sizde kurabiye kaplamak isterseniz yada evde basit pastalar yapmak isterseniz bu söylediklerime kulak asabilirsiniz.Bende bu çorbada bir tuzum olursa sevinirim.
Geçen kıştan beri yavaş yavaş malzeme topluyorum ilk gelenleri size göstermiştim...İşte şimdi bunlarda zamanla gelenler ve son gelenler...


zamanla biriktirdiğim metal kalıplar.


birde melek almıştım ama onu koymayı unutmusum...


Bunlarda disney karakterli kurabiye kalıpları...


Bunlarda slikon olanlar ben gerektiği zaman ve eğer para biriktirmişsem alıyorum.Barbie bebek kafası 20 tl.Diğeri 10 tl...Bunlar ciddi paralar aslında karşılığı yoksa yani sipariş üstüne çalışmıyorsanız almanıza gerek yok.
Plastik kurabiye kalıpları ilede güzel şeyler yapılabilir.Dantel örtüler bile baskıda işe yarıyor.Aslında sadece hayal gücünüze kalmış.





Bunlarda kop-at süsler sadece kurabiye cup cake ve pastaların üzerine süslemede işe yarıyor.
Kırmızı olanlar patchwork kalıp oda süslemede kullanılıyor.Gıda boyası ile boyanıyor...Ben ilk etapta bunu aldım bundan sonraki siparişimde kullanırım diye...Ama ne çeşitler var size anlatamam herşey düşünülmüş.Artık şekil çıkarmakta yada elle figür yapmakta geride kalacak bu kalıplarla...
Benden şimdilik bu kadar...Merak edenlere bir dosya olsun istedim sevgiler.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Hafta Başı....

Herkeze mutlu bir hafta diliyorum.Umarım bu havalar böyle biraz daha devam eder.Tatlı hafif bir rüzgar  yer yer esintili,güneşin yaz mevsimindeki gibi cayır cayır yakmaması,güneş ışınlarının dik dik gelip gözüne girmeden şöyle yatay geçişlerle hiç rahatsızlık duymadağımız ılık bir Ekim geçiririz umarım.Ben sonbaharı çok seviyorum.Çoğu kimse sevmez kasvetlenir karamsar olur,sabah kalktığında kendini yataktan kaldıramaz.Bir çok kişi sonbaharda ne giyeceğini bilmez ince giyinir üşür,kalın giyinir terler.Ben zamanla bunlarıda yaşayarak öğrendiğim için bu konulardan da müzdarip değilim bu sabah 5.30 da kalktım gayet dinç ve mutlu kalktım.Bu ara kullandığım ağrı kesicilerden gece saat 12 yi görmüyorum o ayrı konu tabii.Ama uykumu almıştım bizimkileri uyandırma saatine 1.5 saat var e ne yapayım kitap okuyayım...En azından daha çok okuduğum için buaralar bütün okumak istediğim kitapları bu hızla bitirebilirim.Bu havalarda ne giyeceğim meselesine gelincede,kendime zamanla ince farklı renklerde hırka ve gömlekler aldım.Eğer spor giyinirsem gömlek giyip  önünü açıyorum içimede bir penye,eğer daha süslü bir bluz,yada gömlek giyersemde onun üstüne bir hırka giyiyorum.Artık sabahları ve akşamüstleri çok serin olup gün içinde çok sıcak havalar oluyor.Ayakkabı seçiminde ise artık bizim burda sandelet ve terlik mevsimi geçti.Hele benim gibi kansızlık çekenler zaten hiç tercih etmez bu mevsimde.Ama ben önü açık  ve yanları açık bir ayakkabı giyip hem yazdan  birden kopmuyorum hemde kapalı ayakkabılar,yada botlar giyip zaten kışın bol bol giyeceğimiz botlardan sıkılmamış oluyorum.Bakıyorum buara tv lerde yada bizim burda dışarıda bot giyenler başladı ben bu olaya altı kaval üstü şişhane diyorum.Üstünde yazlık altında kışlık bana komik geliyor ama bunları kast etmiyorum...Bu modeller hem şık hemde çorapsız giyildiği için bence çok sezonluk...
                                          bu arada bu satılıkmış:)))

Bide bunları çorapla giyinenlere çok kızıyorum.Eğer böyle bir bot giyilecekse çorap çok itici oluyor.
Ayy nerden nereye geldik.Ama benim bloğum zaten her telden bildiğiniz üzere sadece yemek tariflerini paylaşmıyorum.Hayatın ta kendisini yazıyorum.Bazen yeni öğrendiğim bir tırnak boyama stilini,ya el yapımı ürünlerini,yada eğitimden yada yaşadığım yerden bahsediyorum.Aslında hoşuma gitti modadan da bahsetmek.Takip ettiğim arkadaşlarım var bloglardan zevkle okuyorum...Acaba bende xl bedenli hanımlara ne giyeceklerini yada ne giymeyecekleri ile ilgilimi yazsam???yok yok şaka şaka ben bu bloğumda ara ara değinmekten memnunum aslında daha çok yer vermeliyim.Kimi zaman spordan platesten bahsediyorum ara sıra bizim giyeceklerimizden de bahsedeyim...Moda zevkli bir konu ya giyinmek takmak takıştırmak.Asla kadınların vazgeçmeyeceği konular.Bir kadın 7 sinde neyse 70 şinde de aynı oluyor.Benim annem mesela hala gösterişli takıları sever,bluzları sever,ruj sürmeden sokağa çıkmaz.Hatta bu yaz kızım sürekli anane sen neden evde de süslüsün diyor banada soruyor ananem neden süslü diye...
Evet konular birikti buaralar yemek resimleri birikti nerden başlıyacağımı ve öncelik sırasına bir türlü karar veremiyorum.Haftasonları interneti açmama kararımdan son derece mutluyum ama tabii bu sefer birikmeler fazla oluyor.Hele haftaiçi 2-3 kayıt yapmadıysam bu noktaya geliyorum.Aslında bazı konuları sıcağı sıcağını anlatmak ve paylaşmak gerekli...
Karar verdim haftaya renkli birşeylerle başlıyalım...


Bu cup cakeler Haziran ayında eşimin doğum gününe yapılmıştı.Ben baktım en son Haziran 9 da kayıt yapmışım.Sonrasında hatırlarsanız belki kızımın bale gösterisi okul gösterisi,siparişler derken ve yaz tatili ve seyahatlerden kayıt yapamamıştım.İşte bu kekler ozaman yapılmıştı.Hani terzi kendi söküğünü dikemez derler ya işte doğru...O ara ben mutfakta tepsi tepsi poğaça yapıyordum arkadaşlar ben gidicem diye buzluklarına poğaça istifliyorlardı...Birgün önce bir arkadaşımın oğlunun sünneti,kızın gösterisi hepsi aynı haftasonuna denk gelince ben eşime pasta yapmayı unuttum:((((
Oda tabii bozuldu...Hemen mutfağa girdim pazar günüydü cup cake yaptım ve aldım şeker hamurlarını kızımla birlikte başladık süslemeye kızımında çok emeği var bunlarda...

                                          Küçük olan kızımın yaptığı...

                                         Buda menümüz eşimin sevdikleri...

Paçanga böreğiiMercimek köftesi ve Çin  Salatası (pirinçli)...
Benim şehriyeli çin salatam aslında bir uydurma ama bu internette olan bir tarif.Fakat eğer hala benimkini yapıp yemediyseniz çok şey kaçırmışsınızdır.O salatayı kim yediyse müptelası olmuştur.Benim spesyalim bir toplantı yada gün olacaksa benden öncelikle onu isterler sonrada salad olivie...Bilmeyenlere tekrar link veriyorum burdan bakabilirsiniz.http://yuksektopuklar77.blogspot.com/search?updated-min=2011-01-01T00:00:00-08:00&updated-max=2012-01-01T00:00:00-08:00&max-results=29
(buarada arşivde kendim çok aradım ama çin salatam çıkmıyor salata deyince salad olivie çıkıyor...sonradan nedenini hatırladım ben sipariş alıyorum bu salatadan diye tarifini çok istediler diye sildim.)Burdan öğrenirlerse ne anlamı kalacak yaptığım işin...İsteyen olursa bildiğim blogcu arkadaşlarıma tarif veririm yorumdan yazarsanız istediğinizi...
Çin Salatası(Pirinçli)
Evde kalmış sade pirinç pilavı varsa ondanda olur.Ama sıvı yağ ile yapılmış olmalı,eğer tereyağ katıyorsanız pilava sakın denemeyin.
kişi sayısına göre 1-2 su bardağı piriç haşlanacak
kornişon turşu
haşlanmış tavuk eti ve didiklenmiş olacak
taze soğan,maydonoz,dereotu,kırmızı biber turşusu,mısır,ceviz,
nar ekşisi ve zeytinyağ tuz.
Bütün malzemeleri karıştırın.Hepsi bu...
Bu salata tarifim 76.Hafta Porselen Demlik Çay Saati Etkinliğine gidiyor...Arkadaşıma kolay gelsin.http://www.fusununmutfagi.blogspot.com/